TÜRKİYE CANIM FEDA


 
“Tefrika girmeden bir millete düşman giremez...Toplu vurdukça sineler onu top sindiremez"
YÜREĞİNİZDEN SEVGİ EKSİK OLMASIN  
  ANA SAYFA
  YENİ ANKETLER
  FOTOĞRAFLARIMIZ
  ibrahim başak
  KPSS NOTLAR VE ÖZETLER
  ÖDEV ARIYORUM
  KİTAP ÖZETLERİ
  İZ BIRAKANLAR
  TARİH
  COĞRAFYA
  EDEBİYAT / EDEBİYATÇILAR
  SANAT TARİHİ
  SİYASİ DÜŞÜNCE TARİHİ
  TÜRKÇE / TÜRK DİL BİLGİSİ
  ŞİİRNAME
  ATASÖZLERİ
  FIKRALAR
  ÇOCUK MASALLARI
  TÜRK BÜYÜKLERİ
  TÜRK DESTANLARI
  KEŞİFLER / BULUŞLAR
  MAKALELER
  BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ
  ÖZEL MESAJLAR
  VİDEOLAR
  GÜLMECE
  ÖĞRETMENLERİMİZ İÇİN
  ÇOCUK VE AİLE EĞİTİMİ
  BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR
  SORU BANKASI
  AKTÜEL HABER - YORUM
  => Başörtüsü sorunu ya da elitistlerin yenilmişlik duygusu
  => Yarginin Yargisiz infazi
  => Bassavci psikolojik harekat mi yapiyor
  => Taha Akyol AKP ve MHP kapatin
  => Asker ve basortusu
  => samimiyet sinavi ali bayramoglu
  => Seviye tespit sınavında skandal seviyesizlik
  => İnanc komunisti oldum abi
  => Benim Adim Turban
  => Bas Ortusu Neyin Simgesi Ali Bulac
  => Aha...Laiklikten Ciktim a.kekec
  => Darbe sevdalısını aday yap, mahkûm olana sessiz kal!
  => Bir okurdan yasakçılara yılın dersi
  => Bizim üniversiteler neden bu halde
  => kamusal alanda Allah deme lan
  => KAOS ve KAOSU ÇIKARANLAR...
  => MAĞARA ADAMLARINA KARŞI HALKA ÇAĞRI
  => Millet Yerinden Kalkıyor
  SİTENİZİ EKLEYİN
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  Şanlıurfa
  Merkez Yardımcı Köyü"
  EKLENEN DOSYALAR
  Farkı Görebilmek
  Merhamet
  Padişahın Kızına Âşık Çoban‏
  Güzel Gören Güzel Düşünür...
  Unutmak
  Meger Sahipsiz Degilmisiz
MAĞARA ADAMLARINA KARŞI HALKA ÇAĞRI

Cevabınız EVET Mİ? HAYIR MI?

Peki, şimdi ne yapacaksınız? Ne yapmalıyız? Sizin bir planınız var mı? Yıldıray Oğur'dan gidişattan rahatsız olanlara ilginç çağrı.

Demokrasilerde çare tükenmez, emin misiniz? Bakın bizim demokrasimizde şimdiden çareler tükendi bile. Daha bir yıl önce son çare diyerek seçime gitmiştik. O da çare olmadı derdimize. O seçimlerde oyların yarıya yakınını alan parti şimdi kapatılıyor. Demek ki sadece beş yılda bir oy vererek demokrasi olunmuyor. Medeni oy sandıklarıyla bu mağara adamlarıyla baş edilemiyor.

Peki demokrasi, memokrasi, seçim meçim, oy moy, yasa masa dinlemeyen ali kıran baş kesen bu mağara adamlarıyla nasıl baş edeceğiz şimdi?

Beş yılda bir oy verme konforunda mı? Artık bu mümkün değil, farkındasınız değil mi?

Peki, şimdi ne yapacaksınız? Ne yapmalıyız? Sizin bir planınız var mı?

Oylarınızın arkasında duracak mısınız? Yoksa, pardon deyip önümüzdeki maçlara mı bakacaksınız? “Zaten oy dediğin ne ki bir kâğıt parçasına vurulmuş bir tane mühür. Beş yıl sonra sandık gelir, yine bir kâğıda bir mühür vurulur. Bu büyük köşe yazarları, bu büyük yargıçlar, bu kudretli paşalar, çokbilmiş rektörler dünyasında zaten bizim ne hükmünüz var ki.” Yine böyle mi düşüneceksiniz?

Yoksa elinde güç olanın, silah olanın, kanun olanın haklı olduğunu sessizce kabul edip, öfkenizi yine içinize mi atacaksınız?

Tıpkı bundan 48 yıl önce yaptığınız gibi.

Bir Başbakanın idam haberini gözyaşlarıyla radyodan dinleyip bir sonraki seçimde Süleyman Demirel’e oyunuzu vererek hâlâ çocuklarınıza güzel bir gelecek bırakabileceğinizi düşünmüyorsunuz değil mi?

Bakın hiç de öyle olmadı. İdam sehpasına yürüyen Başbakan için sesinizi çıkarmadığınız gün doğan çocuklar gençliklerinin en güzel yıllarını 12 Eylül’ün işkence tezgâhlarında geçirdiler.

Suç biraz da sizindi.

Ders almadınız. 12 Eylül rezaletini sessizce izleyip seçimleri beklediniz.

Ama seçimler yine bir fayda etmedi derdinize.

12 Eylül’ün o kahredici sessizliğinin bedelini o günlerde doğan genç kızlar 28 Şubat’ta üniversite kapılarından çevrilerek ödedi.

Ve artık kimse için sürpriz değildi; o gün de yeterince sesinizi çıkartmamanız, medyanın gürültülerine teslim olmanız, demokrasiyi, adaleti ve vicdanı mağara adamları karşısında savunmamanız, tevekkül etmeniz, seçimleri beklemeniz...

Ama seçimlerden yine size bir fayda gelmedi. Deprem oldu, çamur içinde bırakıldınız. Krizler çıktı, işsiz kaldınız. Susurluk oldu, arkanızdan karanlık işler çevrildi. Şemdinli oldu, üzerinize bombalar atıldı. Bir savcı sesini çıkaracak oldu, sonsuza kadar susturuldu gözlerinizin önünde. Çocuklarınıza bile acımadılar, Uğur Kaymaz vuruldu. Güvercine bile kıydılar, arkadan vurdular.

Siz yine seçimleri beklediniz. Bir oy vererek, her şey düzelir sanmaktan bir türlü vazgeçmediniz. Mağara adamları da insafa gelir, onlar da vicdanlarının sesini dinler, hukuku gözetir, tutarlı olur, demokrasiye saygı gösterir, Ergenekon’u yazar, haksızlığa haksızlık der diye diye safiyane duygular içine girdiniz.

Şimdi televizyonlarınızın karşısında olan biten haksızlıklara, apaçık haksızlıklara bir kılıf bulup onları savunanlara bağırıp çağırıyor, mağara adamlarına öfkelenip “Sandık önümüze gelmeyecek mi” diye meydan okuyorsunuz. Onlar mağara adamı, umurlarında mı bunlar zannediyorsunuz?

Merak etmeyin, şartlar uygun olduğunda sandık yine önünüze gelecek. Tonlarca kirli bilgi, çarpıtma haber, manipülasyon, provokasyondan sonra sandık önünüze getirilecek. Çok sevdiğiniz sandığınıza kavuşup, medenice ve konfor içinde istediğiniz yere basacaksınız mührünüzü.

Ama unutmayın o sonuçlar yine o mağara adamlarının önüne gidecek. Oy pusulalarınızı ısıracaklar yine, seçim sandıklarınızı yakıp ısınacaklar. Siz efendice, kibarca “hukuk, kanun, demokrasi, falan” diye itiraz edeceksiniz. Onlar arkanızdan küfrü basacak “Yürü git işine seni şeriatçı, seni bölücü, seni komünist” diyecekler. Onlar mağara adamları.

Bu döngü, siz demokrasilerde tek çarenin sandık olmadığını anladığınız gün tersine dönecek. Sorumluluk ahlakıyla hesap vermeye, isyan ahlakıyla hesap sormaya cesaret ettiğiniz gün. Meşruiyetin dışına çıkanlara karşı anayasal isyan hakkınızı hatırladığınız gün.

Konforunuzdan taviz verip, demokrasi için, Türkiye’yi mağara adamlarının elinden kurtarmak için fedakârlık yapmaya hazır olduğunuz gün.

Neden o günler önümüzdeki bu uzun ve sıcak yaz günleri olmasın.

Plaja inmek, tembellik yapmak, dizilerin tekrar bölümlerini izlemek yerine sokağa çıkarak, oyunuzun peşini bırakmayarak, Ergenekon’un hesabını sorarak geçirilecek bir yaza ne dersiniz?

Yoksa uğruna bir yaz bile feda edilmemiş bir demokrasiden ne bekliyorsunuz ki?

Mağara adamlarının çirkinleştirilmeye ve yalnızlaştırmaya çalıştığı ülkenizin bu yaz size çok ihtiyacı var.

Bu kavgada kimsenin hesaba katmadığı, tüm planlarda yine sesini çıkarmayacağı, izleyici kalacağı zannedilen size. Bu kez sesini çıkararak tüm hesapları, tüm ezberleri bozabilecek size.

Peki, siz kimsiniz? Ya da şöyle sorayım: Sahi biz kaç kişiyiz.

En başta siz varsınız.

Dişimizi sıkarsak, azıcık fedakârlık yaparsak yazın sonuna kadar Soros’tan bile bir kuruş para almadan modern dünyanın ayakta kalmış son mağara adamları iktidarlarından birine okkalı bir medeniyet dersi verebiliriz. Eğer varsanız, hazırlıklara başlayalım. Rengimiz ne olsun? Turuncu kullanıldı, kırmızı kullanıldı. Beyaz’a ne dersiniz?

 

YILDIRAY OĞUR/TARAF

09.Haziran.2008 13:58:46

SİTEMİZ SİZİN DESTEĞİNİZLE BUYUYECEKTİR  
   
KURULUŞ TARİHİMİZ : 01/01/2008  
 
Esma-ul Husna
sitene ekle

IP adresi

http://www.kervanci63.tr.gg

Google Pagerank Checker
 
muhabbetullah.com www.HalilAlpaslan.COM http://www.ders.org/toplist/ islamiHit.com



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol