FAŞİZM
Türk Dil Kurumu sözlüğü, "İtalya'da 1922-1943 yılları arasında etkinliğini sürdüren, meslek kuruluşlarına dayanan, devlet sınırlarını genişletmeyi amaçlayan, yetkinin, tek partinin elinde toplandığı düzen. Demokratik düzenin yerine aşırı bir ulusçuluk ve baskı düzeni kurmayı amaçlayan öğreti" olarak tanımlamaktadır. Bir başka ifadeyle faşizm, çoğunlukla toplumsal, ekonomik ve siyasal kriz dönemlerinde ve karizmatik liderlerin çevresinde gelişen, toplumdan topluma değişmekle beraber temelde milliyetçi ideolojilerden beslenen, baskıcı ve totaliter bir nitelik taşıyan yönetim biçimidir.
Faşizmin, bir takım dayanakları vardır; Bunlardan birinci unsur, milletin en yüksek değer olduğu inancıdır. Milletin gücünün, refah ve mutluluğunun, onu meydana getiren bireylerin istek ve ihtiyaçları karşısında, mutlak bir önceliği vardır. Millete hizmet etmek ve gerektiği zaman, onun için ölmek, bireyin en güçlü ödevidir. İkinci olarak, etkili ve güçlü bir millet, bireylerin iradelerinin, üstün bir liderle cisimleşen, somutlaşan birliğidir. Liderin, inançlarından ve kararlarından uzaklaşıp, ayrılmanın olanaksız olduğu partisi, toplumsal yaşamın tüm boyutlarını kontrol altında tutmalıdır. Duverger'e göre Marksist olmayan bütün çağdaş diktatörlükleri kapsamaktadır. Faşizmle milletin bütün olduğu, bir otorite çevresinde toplanması gerektiği öne sürülmektedir. Bir şefin, özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bir askeri cuntanın kesin egemenliği biçiminde ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan demokrasinin karşıtı bir ideolojidir.
Faşizm, bir yönetim biçimi yada modeli olduğu kadar, aynı zamanda bir yaşam tarzı, daha doğrusu bir mizaç yada bakış açısıdır. Buna göre, faşist bakış açısının en önemli özelliği irrasyonalizmdir. Batının rasyonel geleneğine şiddetle muhalefet eden faşizmin psikolojisinde, kuşkucu eleştirel düşünce yerine, fanatizm egemen olur. Bünyesinde barındırdığı bu irrasyonalizm nedeniyle, faşizmin (ırk, parti dogması, liderin karizması veya kişiliği benzeri) tabu konulan vardır. Faşizm yine insanların eşit olduğu fikrini reddeder ve eşitsizliği bir olgu olarak kabul etmekle kalmayıp, bir ideal haline getirir. İrrasyonalizmi ve davranışın evrensel olarak kabul görmüş standartlarını reddetmesi nedeniyle, faşizm amaca giden yolda her aracı mubah sayar. Yine, aynı nedenle, faşizm bireyi devlete kurban eder. Başka bir deyişle, faşist anlayışta devlet amaç, birey de araçtır. Buradan da anlaşılacağı üzere, faşist devlet kendi dışında hiçbir değerler bütünü ya da toplumsal birlik, tanımayacak derecede totaliterdir.
Faşizmin temel nitelikleri şunlardır;
1. Seçilmiş bir ulusal grubun diğer tüm ırk ve azınlıklara üstün olduğu inancı; mutlak bir önder yada führer figürü altında bireyin mutlak bir devlete tümden boyun eğmesi
2. Tüm özerk ikincil kurumların bastırılması
3. Parlamenter demokrasi değer ve kurumlarının reddedilmesi ve bunların faşist diktatörlükle ikamesi.
4. Ulusun doğal "yazgısı" olarak görülen yayılmacılık ve dış politikada istilacılığı yaşama geçirme.
Faşizmin Çeşitleri
Nasyonal sosyalizm
Türk Dil Kurumu sözlüğünde, "Hitler ve Nasyonal Sosyalist Partisi'nin öğretisi, Hitlercilik" şeklinde tanımlanmaktadır. Hitlercilik, Almanya'da Hitler tarafından kurulan ve temelde ırkçılık, sosyalizm, milliyetçilik, halk ve üstün lider fikirlerine dayanan faşist görüş ve yönetim sistemi. "Nasıl olur da faşist bir öğretide sosyalist adı geçer" sorusu akla gelebilir. Amaç sosyalizm değil, Alman kapitalizmini güçlendirmek. Nasyonal Sosyalizmi Nazizm diye de adlandırabiliriz. Halk kavramının mistik bir nitelik kazandığı, lider ile halk arasındaki ilişkinin akla değil de akıl dışı birtakım fikirlere dayandığı, liderin milletin tüm isteklerini benliğinde duyduğunun öne sürüldüğü bu görüşte, devletin yüceliği ve üstün ırk düşüncesi ön plana çıkmaktadır.
Nasyonal Sosyalizmin temel ilkelerini içeren 25 maddelik bir program 25 Şubat 1920'de ilan edilmiştir. Bu programda Alman ırkının üstünlüğü açıkça ileri sürülüyor, eğitim sisteminin devlete saygı temeli üzerine kurulacağı, pratik bilgilere önem verileceği belirtiliyor. Parlamenterizm soysuzlaşmış bir sistem olarak gösteriliyor bu programda. Programa göre basındaki Yahudi ve materyalist öğeler temizlenmeli, gerçek bir Alman basını kurulmalıdır. Roma kaynaklı kozmopolit ve materyalist hukukun yerini Cermen hukuku almalı, devlet merkezileştirilmeli, din özgürlüğü, Cermen ırkına zarar getirmemek kaydıyla tanınmalı. Tüm Almanlar aynı devlet içinde toplanmalı. Alman milleti Versailles Anlaşması'nın yüklediği yükümlerden kurtarılmalı, öbür milletlerle eşit duruma getirilmeli. Savaştan sonra Almanya'nın elinden alınmış olan eski sömürgeler Almanya'ya geri verilmeli. Sosyal alanda sağlam bir orta sınıf kurulmalı. Bu ilkelerin uygulanmasında faşist öğeler ağır basmaktadır. Bireyi hiçe sayan, ırk birliğine dayanan, parlamenter düzeni reddedip yerine "führer" in mutlak otoritesini koyan, marksizme karşı olan, bir nevi "Kapalı diktatörlük" olan, nasyonal sosyalizm dogmatik olduğu kadar birtakım öğretilerini de kutsal öğelerle ve analojilerle açıklamaya çalışmıştır.
Sosyal Bilgiler Öğretmeni İbrahim Başak (Kervanci63)