MONTESGUİEU
Charles de Secondat baron de Brede et de Montesquieu hukuk öğrenimi görmüş, soylu bir aileden gelen Fransız aydınlanmasındaki önemli isimlerden biridir. Parlamentoda ve Fransız Akademisinde görevlerde bulunmuştur. Avrupa’da uzun seyahatlerde bulunup kültürünü geliştirmiştir. Edebiyatla ve doğa bilimleriyle de uğraşmıştır.
Eserleri; “Acem Mektupları”, “Romalıların Büyüklük ve Çöküş Nedenleri” ve “Yasaların ruhu” olarak sıralanabilir. Siyaset felsefesiyle ilgili düşüncelerini büyük ölçüde yasaların ruhu adlı eserde bulmak mümkündür.
Siyaset Felsefesi
Montesquieu’nun siyasal düşünceler tarihi içindeki yerini belirlerken, aristokrasinin geleneksel ayrıcalıklarını mutlak monarşiye karşı savunmak için parlamenterizmden yana ve özgürlükçü düşünceler öne sürdüğünü, burjuvazinin bu yüzyılda monarşiye karşı, parlamenterist ve özgürlükçü bir siyasal tutumu benimsediği için, Montesquıeu’nun düşüncelerinden yararlandığını böylece ileri sürdüğü düşüncelerle, farkında olmadan burjuvazinin davasına hizmet ettiğini söyleyebiliriz. Düşüncelerinin temelinde aristokratik bir liberalizm vardır.
Siyaseti bilimleştirme yolunda ilk ciddi çabaları atan kişidir. Güçler Ayrılığı Kuramı günümüz modem demokrasilerinin anayasalarında yerini almıştır.
Yasalar ve Çevresel Faktörler ilişkisine Dair
Her toplumun kendine has yasaları olduğunu söyleyen Montesquıeu, yasaların aklın ürünü olduğunu belirtir. Yasalar, yapıldıkları topluma, ulusa özgüdür ve bir ulusun yasalarının başka bir ulusa uygun düşmesi olanaksızdır. Yasalar hükümetlerin yapısına ve ilkelerine, ülkelerin fiziki yapısına, iklimine, toprağın zenginlik durumuna, büyüklüğüne, halkın yaşam biçimine, dini inançlarına, eğilimlerine, servet durumlarına, ör! ve adetlerine, yaşam koşullarına uygun olmalıdır. Yasalar aynı zamanda kendi aralarında bağlantılıdır, işte yasaların ruhu da budur. Montesquieu, yasaların ruhunun, siyasal yaşamın her yönüyle, aslında pek çok faktörün etkisiyle oluştuğunu açıklamaktadır.
Kısaca bu kuramdan iki önemli sonuç çıkmaktadır. Birinci olarak, evrensel alarak t en iyi bir yönetim biçiminden söz edilemez; fakat farklı i —farklı uluslara, farklı yönetimler uygun düşebilir. ikinci olarak, herhangi bir ülkedeki geleneksel yasalar, kurumlar. O geleneksel yönetim biçimi. o ülkenin koşullarına en uygun olanlardır
Yönetim Biçimlerine Dair
Güçler Ayrılığı Kuramı
Kuramın temel amacı: birey hak ve özgürlüklerinin korunup Burada Montesquieu yasama, yürütme ve yargının gerekli olduğunu vurgulamaktadır. O korunması bu ayrılmaya bağlıdır. 0 yasama, yürütme ve yargının tek bir elde toplandığı yerde, despotizme yani keyfi yönetimlere kayma olacağını ve buralarda da birey hak ve özgürlüklerinin korunamayacağını belirtir. Ona göre; yürütme gücü krala verilmeliydi. Yasama ise seçilmiş ve ayrı kesimleri temsil eden (soylular, halkın) iki ayrı meclise verilmeliydi Yargı ise bağımsız yargıçlara bırakılmalıydı. Böylece bu güçler, hem daha hızlı kararlar alıp hareket edebilecekler hem de birbirlerinden bağımsız olacakları için kişi hak ve özgürlüklerini koruyabilmek adına bu güçler birbirlerine karşı bir nevi baskı grubu görevi üstleneceklerdir.
- Cumhuriyet - Monarşi - Despotizm
a. Cumhuriyet:Halkın bir bütünün yada tamamının yönetime katıldığı erdeme dayalı bir sistemdir.Küçük ülkelerde uygulanır.Demokrasi ve aristokrasinin karışımıdır.
b. Monarşi:Tek kişinin yönetimidir.Bu yönetimde iktidarın kaynağı kral ise de kral ile halk arasında solular vardır.Orta büyüklükteki ülkelerde görülür.
c. Despotizm:Kral ile halk arasında aristokrasinin olmadığı yönetim biçimidir.Büyük ülkelerde görülür.
Sosyal Bilgiler Öğretmeni İbrahim Başak (Kervanci63)