SEVDIĞINIZI DENGELI SEVIN! YOKSA...
İnsan bazen birilerini delice sever; ancak, bazen karşı taraftan aynı karşılığı göremez. Çünkü fıtrat, fıtrî olmayan şeyi reddeder. O zaman da
sevgi, düşmanlığa dönüşür. Öyle ki, daha önce övmede değer kabul ettiği bütün hasletler, daha sonra onu yermeye esas teşkil eder.
Önce, kendi kendine, o şahıs için gönlünde bir Süleyman tahtı kurmuştur. Şimdi de o tahtı kırıp geçirmekte ve söküp atmaktadır. Kim bilir
belki de ne kurduğundan, ne de kırıp döktüğünden, karşıdakinin hiç mi hiç haberi yoktur. Bu, tıpkı “tavşan dağa küsmüş dağın haberi yok”
misalinde olduğu gibi lüzumsuz bir küskünlüktür. Evet, her şeyde olduğu gibi sevgide de ifrat (aşırılık) ve tefritten (ortanın çok altında
kalmak) kaçınmak gerekir.
Bu mevzuda, Allah Rasulü’nün (sas) verdiği ölçü ne kadar çarpıcı ve ne kadar ibret vericidir! “Sevdiğini bir ölçüde sev, belki bir gün o düşmanın olur.
Kızdığına da yine bir ölçüde kız, belki bir gün dostun olur.”
Evet, sevgide de düşmanlıklarda da, hep birer açık kapı bırakılmalıdır. Tâ ki, vakti geldiğinde girişler kolay olsun.