'İnanç komünisti oldum abi'
Bu ülkede, başörtüsüne "faso fiso" muamelesi çekenlere boyun eğmemek, demokratik mücadelelerdendir.
'İnanç komünisti oldum abi'
"Rejim bunalımı çıkar!" uyarısını yapanların, rejimin sorunları üzerine sadra şifa bir tek cümlelerine rastlasam gam yemeyeceğim.
Bu zıpçıktı 'uyarıyı' yapanların maksatları, "Şaplak gelmekte ensene, ona göre ha!.." yollu kolpa yaparak, siyasi iradeyi zaptırapt altına almaktır.
Dahası, rejimin demokratikleştirilmesinin önündeki engelleri kaldırmak isteyenlere gözdağı vermektir.
Sayın Başbakan'ın başörtülü öğrencilere üniversite kapılarının kapanmasını eleştiren yaklaşımları üzerine yine aynı nakarat dillendirilmeye başlandı:
"Rejim bunalımı çıkar!.."
Binbir türlü meşakkatle üniversiteyi kazanan öğrencilerin sırf başörtüleri yüzünden öğrenim hakları elinden alındığında rejim bunalımı çıkmıyor da, öğrenim özgürlükleri sağlanacağı zaman mı rejim bunalımı çıkıyor?
Bu hangi rejimin bunalımdır?
Girdiği 'bunalımdan' çıkmak için, sözgelimi, 27 Mayıs'ta Başbakan asan rejimin mi, demokratik rejimin mi?
Lafı hiç dolaştırmadan kıymet hükmümüzü verelim:
Özgürlüklerin kısıtlanmasıyla bunalımdan çıkan, özgürlüklerin tanınmasıyla bunalıma giren bir rejim zaten sürgit bunalım yaşıyor demektir.
Şuncağızı da ilave edelim ki; bu memlekette rejim bunalımına, kendisinde rejimin bekçiliği vehmedenlerin evham ve endişelerinin neden olduğunu zannedenler fena yanılıyorlar.
'Rejim bunalacaksa' (veya girdiği bunalımdan kurtulmak için ara rejime demir atacaksa) buna karar verecek olanlar 'yerel' mihraklar olmayacaktır. Hiçbir zaman böyle olmamıştır çünkü.
Deyim yerindeyse, bizdeki rejim bunalımı bile ithaldir.
Yani, bunalım tellalları boşuna çenelerini yormasınlar; 'merkezden' izinsiz rejim bunalmaz.
Mesela, bu güruh içinde yer alan Ertuğrul Özkök, "sosyolojik yanını" son günlerde tam gaz devreye sokmuş uğraşıyor, ama, nafile.
Şu cümlesi mesela:
"Türbanı, kadın eşitliği gibi sunmaya kalkan zihniyet bana göre bugünün 'inanç komünizmi'dir."
"İnanç komünizmi" ne demek, valla ben bilmiyorum; işin tuhafı, "Google" da bilmiyor.
Bay Ertuğrul bu çarpıcı ifadeyi nerden buldu veya nasıl üretti, doğrusu çok merak ediyorum.
Nilüfer Göle marifeti, "Modern mahrem" kavramlaştırmasına da yıllar sonra aslanlar gibi tepkisini koyuyor:
"Bırakın bu safsataları…"
Ayrıca, başörtüsü yasağının kalkmasını isteyenlere, "türbana kafayı takmayın" diyor.
Yahu, "türbanı kafaya takan" sen değil misin?
Sen değil misin, başörtüsü nedeniyle üniversitelerden atılan öğrencilerin öğrenim haklarını dillendirenlere karşı şavullamaya çöken?
"Dünyanın gittiği bu istikamette türban falan fasa fiso"ymuş! Aynen böyle söylüyor.
Bir müddet önce de, Tayland'daki darbe üzerine, dünyanın gittiği istikamette demokrasilerin artık pek 'iplenmeyeceğini' saptamıştı.
Dünyanın gittiği 'yerler' konusunda Ertuğrul Bey'e itibar edecek olursak, antidemokratik ortamlarda "türban" gerçekten de "fasa fiso" demektir.
O halde, dünyanın gittiği istikamet mevzuunda onun değerlendirmelerinin zımnen karşılığı şudur:
Bu ülkede, başörtüsüne "faso fiso" muamelesi çekenlere boyun eğmemek, demokratik mücadelelerdendir.
O değil de, ben onun, "inanç komünizmi" ifadesine bayıldım.
Ne eğlenceli bir terkip bu birader!
Hayır, "inanç ateizmi" veya "inanç existanyalizmi" gibi örnekler vererek Ertuğrul Bey'in mezkur ifadesiyle dalga geçecek değilim.
Hem niçin dalga geçeyim ki?!
Demek ki, onun sosyolojik yanına böylesi terkipler ilham ediliyor. ( E'ee, Allah dağına göre karını veriyor.)
Yalnız, "İnanç komünizmi" lakırdısı bana daha çok seyahat acentası çağrışımı yaptı. "İnanç komünisti" deseymiş, daha iyi olurdu gibime geliyor.
Hiç değilse birine ifrit olunca, "Ulan senin yüzünden inanç komünisti oldum be!.." falan denilirdi de, bir işe yarardı yahu.
YENİ ŞAFAK