ANA SAYFA
     YENİ ANKETLER
     FOTOĞRAFLARIMIZ
     ibrahim başak
     KPSS NOTLAR VE ÖZETLER
     ÖDEV ARIYORUM
     KİTAP ÖZETLERİ
     İZ BIRAKANLAR
     TARİH
     COĞRAFYA
     EDEBİYAT / EDEBİYATÇILAR
     SANAT TARİHİ
     SİYASİ DÜŞÜNCE TARİHİ
     TÜRKÇE / TÜRK DİL BİLGİSİ
     ŞİİRNAME
     ATASÖZLERİ
     FIKRALAR
     ÇOCUK MASALLARI
     TÜRK BÜYÜKLERİ
     TÜRK DESTANLARI
     KEŞİFLER / BULUŞLAR
     MAKALELER
     BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ
     ÖZEL MESAJLAR
     VİDEOLAR
     GÜLMECE
     ÖĞRETMENLERİMİZ İÇİN
     ÇOCUK VE AİLE EĞİTİMİ
     BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR
     SORU BANKASI
     AKTÜEL HABER - YORUM
     => Başörtüsü sorunu ya da elitistlerin yenilmişlik duygusu
     => Yarginin Yargisiz infazi
     => Bassavci psikolojik harekat mi yapiyor
     => Taha Akyol AKP ve MHP kapatin
     => Asker ve basortusu
     => samimiyet sinavi ali bayramoglu
     => Seviye tespit sınavında skandal seviyesizlik
     => İnanc komunisti oldum abi
     => Benim Adim Turban
     => Bas Ortusu Neyin Simgesi Ali Bulac
     => Aha...Laiklikten Ciktim a.kekec
     => Darbe sevdalısını aday yap, mahkûm olana sessiz kal!
     => Bir okurdan yasakçılara yılın dersi
     => Bizim üniversiteler neden bu halde
     => kamusal alanda Allah deme lan
     => KAOS ve KAOSU ÇIKARANLAR...
     => MAĞARA ADAMLARINA KARŞI HALKA ÇAĞRI
     => Millet Yerinden Kalkıyor
     SİTENİZİ EKLEYİN
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     Şanlıurfa
     Merkez Yardımcı Köyü"
     EKLENEN DOSYALAR
     Farkı Görebilmek
     Merhamet
     Padişahın Kızına Âşık Çoban‏
     Güzel Gören Güzel Düşünür...
     Unutmak
     Meger Sahipsiz Degilmisiz




“Tefrika girmeden bir millete düşman giremez...Toplu vurdukça sineler onu top sindiremez" - Bassavci psikolojik harekat mi yapiyor


Başsavcı psikolojik harekât mı yapıyor?

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan

 

ntarhan@gmail.com

 

Sayın Başsavcı, halkın bir kısmını düşman gören, Türkiye’yi dünyadan izole bir ada yapmak isteyenlerin sözcüsü gibi konuştu.

 

1960’lı yıllarda bir kolonya çıkıyordu. Adı gülistan kolonyası idi. Kolonya üzerinde “Alkolsüz” yazıyordu. Bunun üzerine kolonyayı üreten firmaya “Devletin sosyal, ekonomik, siyasi ve hukuk düzenini değiştirmek için dince kutsal sayılan şeyleri” kullanarak laikliğe aykırı davranmak, 163’ncü maddeye muhalefet etmekten dava açılmış ve konu bilirkişiye gitmişti.

O firmanın adı bir daha duyulmadı.

 

163’ncü maddenin anayasa’daki izdüşümünü kullanan Sayın Başsavcı Türkiye’yi eski açık cezaevi dönemine mi çevirmek istiyor?

 

Alkolsüz kolonya satışını bile laikliğe aykırı bulan bu düşünce ülkemizin ilerlemesine hep engel oldu.

 

İnönü’yü Demokrat parti kurtardı

Eğer İsmet Paşa yaşasaydı ve 1948’de San Fransisko kararına uyarak demokratik seçimlere geçmeseydi sonu nasıl olurdu?

 

Akıl yürütme yöntemlerinden bir tanesi de “Lojikal mukayese”dir.

Romanya’nın Çevuçeskosu veya Tito sonrası Yugoslavya örneklerini hatırlayalım.

En yumuşak geçişi yapan İspanya bile krallığı geri getirdi.

 

Eğer Türkiye Cumhuriyetimizin demokratik kazanımlarını general edası ile konuşan savcılar nedeniyle kaybedersek asıl bölünme o zaman meydana gelir.

 

Demokrasiler,  toplumsal muhalefetin ifade edilmesine fırsat verildiği çağdaş yönetimlerdir.

 

Çağdaş yönetimlerde “dini ticarete alet etmek” şeklinde bir kavram mı var?

 

Üniversiteli başörtülü kızlar eğer dini siyasete alet ediyorlarsa, okullarında kamu düzenini bozacak olaylar yapıyorlarsa yapanların yakasına yapışın.

 

Bir hırsız nedeniyle herkese kelepçe takılmaz

Türkiye’de El Kaide sempatizanı radikal gruplar yok mu? Tabii ki var. Ama radikal grupların eylemlerini maksimize ederken, psikolojik savaş yöntemleri ile pireyi deve yaparak bütün başörtülüleri suçlu ilan etmek hakim cüppesi giyen bir kişinin yapması gereken bir hareket değildir.

 

Paranoid yöneticiler “Kitlesel iç düşman” mantığı ile toplumunu potansiyel suçlu olarak algılar ve yorumlarlar. Yargı gibi kutsal görevleri ifa etme makamında olanlar kimi paranoid yöneticiler  gibi hareket etmemelidirler.

 

Toplumun demokratik tepkisine ihtiyaç var

Sayın Süleyman Demirel’in kendi  mizahi üslubu ile Sayın Başbakan için “Tayyip Bey cesur adam, cesur geri adımlar atıyor” dediğini okumuştum.

 

Bu noktadan sonra bu konuda canı yananlar demokratik tepkilerini ifade etmeliler. Geçmişteki 163’cü madde benzeri bir madde geldiğinde mevlit okunması bile baskına uğrama riskini doğurur.

 

Eğer bireyler haklarına sahip çıkmazlarsa o hakka layık değildirler demektir.

 

Sayın Başsavcı kendisini tek parti devrinin başsavcısı olduğunu zannediyorsa bir daha düşünsün.

 

İnsan  hak ve özgürlükleri kolay elde edilmemiştir. Lütfen herkes kendi hak ve özgürlüklerine sahip çıksın. Türkiye’nin  Güney Amerika yapılmasına fırsat vermemeliyiz.

 

Korkularımızı kendimiz gerçekleştiririz

 

Türk toplumunun genç kızları kutsal devlete itaat ederek inançlarından vazgeçip artık başlarını açar mı? Bu soruya evet diyecek hiçbir sosyal bilimci yok. Üniversitelerde başörtüsü özgürlüğü verilmezse ne olur?

 

Birinci ihtimal, gerginlik devam eder ve daha radikal bir parti gelir.

 

İkinci ihtimal, darbe olur. Askeri irade silah zoru ile bu işi çözmeye çalışır.

 

Maltepe Tugay örneği ilginçtir.

1997’de Refah Partisi’nin kapatılma kararı açıklanırken askeri birliklere EMASYA alarmı veriliyor. Tugay Komutanı askerlere, “Sultanbeyli’ye baskına gittiğinizde yürüyüş yapan her sakallıya ateş edilecek” emri veriyor. Bunun üzerine bir er “Komutanım önce size ateş ederim” diyor. Ben bu bilginin doğru olduğuna inanıyorum.

 

Halk eskisi gibi sürü psikolojisinde değil artık, herkes hesabını ona göre yapmalı. Gizli psikoloji yasalarından birisi de “Benzer benzerini çeker” yasasıdır. Türkiye İran gibi olacak diye takıntı yapanlar, olayları bilimsel ve sosyopsikolojik değerlendirmeyenler farkında olmadan radikalleri güçlendiriyorlar ve korkularının gerçekleşmesine zemin hazırlıyorlar.

 

Korkuyla en iyi mücadele yöntemi alternatif ve güven verici projeler oluşturmaktır.

 

İki satırlık çözüm: Kamu düzenini bozacak simge tanımlaması

 

Başörtüsünü yasaklama kararı ilk defa Başbakan Bülent Ulusu’nun genelgesi ile başladı.

Kamu düzenini bozacak simgeleri genel olarak tanımlayan bir genelge sorunu çözer.

“Parti amblemleri, PKK amblemi, kıyafet biçimi” gibi tanımlamalar yapılabilir. Böylece bakanlıklarda, belediyelerde parti broşürleri bile bulundurmayacak bir uzlaşma fedakârlığı gerçekleşmiş olur.

 

MHP’nin gösterdiği milli irade paralelindeki yaklaşım yüzde 60-70 uzlaşma demektir.

Bu oran uzlaşma için yeterlidir.

 


www.HalilAlpaslan.COM http://www.ders.org/toplist/



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol