ANA SAYFA
     YENİ ANKETLER
     FOTOĞRAFLARIMIZ
     ibrahim başak
     KPSS NOTLAR VE ÖZETLER
     ÖDEV ARIYORUM
     KİTAP ÖZETLERİ
     İZ BIRAKANLAR
     TARİH
     COĞRAFYA
     EDEBİYAT / EDEBİYATÇILAR
     SANAT TARİHİ
     SİYASİ DÜŞÜNCE TARİHİ
     TÜRKÇE / TÜRK DİL BİLGİSİ
     ŞİİRNAME
     ATASÖZLERİ
     FIKRALAR
     ÇOCUK MASALLARI
     TÜRK BÜYÜKLERİ
     TÜRK DESTANLARI
     KEŞİFLER / BULUŞLAR
     MAKALELER
     BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ
     ÖZEL MESAJLAR
     VİDEOLAR
     GÜLMECE
     ÖĞRETMENLERİMİZ İÇİN
     ÇOCUK VE AİLE EĞİTİMİ
     BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR
     SORU BANKASI
     AKTÜEL HABER - YORUM
     => Başörtüsü sorunu ya da elitistlerin yenilmişlik duygusu
     => Yarginin Yargisiz infazi
     => Bassavci psikolojik harekat mi yapiyor
     => Taha Akyol AKP ve MHP kapatin
     => Asker ve basortusu
     => samimiyet sinavi ali bayramoglu
     => Seviye tespit sınavında skandal seviyesizlik
     => İnanc komunisti oldum abi
     => Benim Adim Turban
     => Bas Ortusu Neyin Simgesi Ali Bulac
     => Aha...Laiklikten Ciktim a.kekec
     => Darbe sevdalısını aday yap, mahkûm olana sessiz kal!
     => Bir okurdan yasakçılara yılın dersi
     => Bizim üniversiteler neden bu halde
     => kamusal alanda Allah deme lan
     => KAOS ve KAOSU ÇIKARANLAR...
     => MAĞARA ADAMLARINA KARŞI HALKA ÇAĞRI
     => Millet Yerinden Kalkıyor
     SİTENİZİ EKLEYİN
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     Şanlıurfa
     Merkez Yardımcı Köyü"
     EKLENEN DOSYALAR
     Farkı Görebilmek
     Merhamet
     Padişahın Kızına Âşık Çoban‏
     Güzel Gören Güzel Düşünür...
     Unutmak
     Meger Sahipsiz Degilmisiz




“Tefrika girmeden bir millete düşman giremez...Toplu vurdukça sineler onu top sindiremez" - Bas Ortusu Neyin Simgesi Ali Bulac


Başörtüsü neyin simgesi (1)

hiçbir mü'min kız veya kadın, başörtüsünü "siyasal bir simge" olarak taktığını söylemiyor. Bunu söyleyenler laikçilerdir, tesettür karşıtı çevrelerdir.

Bizim laikçilerimiz Batılı İslamologları takip edip kendi ülkelerinde tezahür eden toplumsal, kültürel gerçekleri tanımlayıp üzerinden pozitivist, otoriter ve otokrat ideolojilerini temellendirmeye çalışırlar.

Kendileri orijinal bir tanımlama yapabilselerdi insan saygı duyar, oturur verimli bir müzakereye katılırdı. Bizimkiler Batılı öğretmenlerinden sahibinin sesi misali öğrendiklerini tekrar edip dururlar. Hatırlanacağı üzere ünlü Fransız İslamolog Oliver Roy, bir zamanlar "Siyasal İslam" tanımlamasını yaptı ve kendi yaptığı tanımlama içinden kriterler kullanarak "iflas" ettiğini ilan etti. Tanımlama ve iflas ilanı üzerinden yaklaşık 30 sene geçti, düşüncelerinin hiçbirinin doğrulanmadığı açıkça ortaya çıktı, İslam (ve elbette İslamcı akımlar, kimi doğru kimi zaman eksik okumalar yapsalar da zamanın ruhuna uygun olarak) 19. yüzyılın ikinci yarısından beri başlayan entelektüel, toplumsal ve politik yürüyüşünü başarıyla sürdürüyor. Fakat hâlâ -üstelik İslamcı iktidarın olduğu ülkelerde özgürce düşüncelerini dile getiren ve muhalefet yapabilenler- Roy'la beraber "Siyasal İslam iflas etti" nakaratını söylemeye devam ediyorlar.

Son günlerde Başbakan'ın İspanya'da "velev ki" ile başlayan konuşmasının yarattığı gündem çerçevesinde "başörtüsünün siyasal bir simge olup olmadığı" konusu bir kere daha tartışılır oldu. Başbakan, mantık tutarlılığı ve demokrasi teorisinin geldiği son aşama bakımından doğru bir tespitte bulundu, bu konu üzerinde de durmaya çalışacağım. Bugün ve çarşamba "başörtüsünün siyasal bir simge olup olmadığı" konusunu ele alacağım.

Evveliyetle şu hususun altını çizmek gerekir ki, başörtüsü takıp dinin tesettürle ilgili emrini yerine getiren hiçbir kadın bunu "siyasi bir simge" taşımak niyeti ve amacıyla yapmaz. Çünkü her ibadet ve dinî vecibenin yerine getirilmesinin ilk ve nihai hedefi Allah'ın rızasını kazanma arzusudur. Eğer mü'min bir kadın, "dinî muhtevasından ve anlamı"ndan tecrit ederek ve salt siyaset yapmak, siyasi bir iddiada veya birilerine tepkide bulunmak niyetiyle başörtüsünü takıyorsa, bu onun 'demokratik hakkı çerçevesinde ifade özgürlüğü'nün kullanımı olarak görülebilir, ama bundan kendisine bir sevap hasıl olmaz. Erkek veya kadın olsun, mü'min insanlar her ibadetlerini sadece Allah'a kulluk yapmak, O'nun emirlerini yerine getirmek ve O'nun rızasını ve cennetini kazanmak amacıyla yaparlar. Başka bir niyet aramak mü'minlere hakarettir, onları dini istismar etmekle suçlamaktır.

İkincisi, hiçbir mü'min kız veya kadın, başörtüsünü "siyasal bir simge" olarak taktığını söylemiyor. Bunu söyleyenler laikçilerdir, tesettür karşıtı çevrelerdir. Batılı öğretmenleri gibi "dışarıdan tanımlama" yapıyorlar, sonra bu tanımlamaya uygun yargılarda bulunup ceza kesiyorlar. Oysa hukuk ve ahlak açısından, kişinin beyanını esas almak gerekir. Biz hiç kimseyi kendi öngörülerimiz istikametinde ve keyfî olarak isimlendirip tanımlayamayız; kişi ve beşerî topluluklar kendilerini nasıl tanımlıyorlarsa; isimlerini, sıfatlarını, inanç ve davranış biçimlerini nasıl beyan ediyorlarsa, biz onları ahlakî ve hukukî olarak kendi tanımları ve beyanlarıyla öylece kabul ederiz, tanım ve beyanlarına saygı duyarız, onlarla olan beşerî ilişkilerimizi de bu çerçevede düzenlemeye çalışırız. İslam tarihinde genel olarak Müslümanların gayrimüslimlerle ilişkileri bu çerçevede sürmüştür.

Bir başkasını keyfî olarak tanımlamak, reddettiği bir isimlendirmeyi ona yakıştırmak, ona saygısızlıktır, hak ve hukukuna tecavüzdür. Başını örten hanımlar eğer, 'biz siyasi bir simge taşımıyoruz, sadece dinimizin bir vecibesini yerine getiriyoruz' diyorlarsa, bu vecibeye inanmayan veya inanıp yerine getirmeyen herkese düşen görev, onları beyan ettikleriyle kabul etmek, kendi beyan ve tanımlarına saygı duymak, hak ve hukuklarına riayet etmek olmalıdır. Maalesef bizim laikçilerimiz bu yüksek seviyedeki ahlakî ve hukukî hassasiyetten pek uzak görünüyorlar. Tanımlıyorlar, niyet isnat ediyorlar, sonra bu haksız tanımlama ve niyet isnadına göre hüküm veriyorlar.

zaman


www.HalilAlpaslan.COM http://www.ders.org/toplist/



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol