ANA SAYFA
     YENİ ANKETLER
     FOTOĞRAFLARIMIZ
     ibrahim başak
     KPSS NOTLAR VE ÖZETLER
     ÖDEV ARIYORUM
     KİTAP ÖZETLERİ
     İZ BIRAKANLAR
     TARİH
     COĞRAFYA
     EDEBİYAT / EDEBİYATÇILAR
     SANAT TARİHİ
     SİYASİ DÜŞÜNCE TARİHİ
     TÜRKÇE / TÜRK DİL BİLGİSİ
     ŞİİRNAME
     ATASÖZLERİ
     FIKRALAR
     ÇOCUK MASALLARI
     TÜRK BÜYÜKLERİ
     TÜRK DESTANLARI
     KEŞİFLER / BULUŞLAR
     => Telefon
     => Morse Telgrafı
     => Gemi Pervanesi
     => Buharli Gemi
     => kaucuk
     => buharli araba
     => sulfirik asit
     => Suyun kontrol edilmesi
     => kimyasal gubre
     => konserve
     => seker pancari
     => Hava Gazi
     => sodyum karbonat
     => Balonn
     => Buharli Makineler
     => Celik
     => Dokuma ve Kumas
     => Mekanik Saat
     => Kagit ve Basim
     => Deniz Tasitlari
     => Silah susturuculari
     => Hava yastigi
     => Mikrodalga firin
     => kibrit
     => Tekerlek
     => Murekkep
     => Bomba
     => Barut
     => Teleskop
     => sismograf
     => pusula
     => Daktilo
     => tarifk isaretleri
     => Termometre
     => Takvim
     => Sabun
     MAKALELER
     BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ
     ÖZEL MESAJLAR
     VİDEOLAR
     GÜLMECE
     ÖĞRETMENLERİMİZ İÇİN
     ÇOCUK VE AİLE EĞİTİMİ
     BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR
     SORU BANKASI
     AKTÜEL HABER - YORUM
     SİTENİZİ EKLEYİN
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     Şanlıurfa
     Merkez Yardımcı Köyü"
     EKLENEN DOSYALAR
     Farkı Görebilmek
     Merhamet
     Padişahın Kızına Âşık Çoban‏
     Güzel Gören Güzel Düşünür...
     Unutmak
     Meger Sahipsiz Degilmisiz




“Tefrika girmeden bir millete düşman giremez...Toplu vurdukça sineler onu top sindiremez" - Barut


Barut

Barut güherçile, kükürt ve kömür tozundan meydana gelmiş patlayıcı bir maddedir. Ateşli silahlarla mermiyi atmak için kullanılır. Çok kez, karabarut adıyla anılır. Barutun çok eski bîr tarihi vardır. M.Ö. 1000 yıllarında, Çinliler, ateşi bir savaş silahı olarak kullanırlardı. Gerek Doğuda, gerekse Batıda, alev ve ateşten savaşlarda da yararlanılıyordu. Özellikle Çin ordusunda, dehşet saçan savaş arabaları vardı ki, bunların görevi çömlek ve güllelerin içindeki ateşi düşman ordusuna atmaktı.

 

Batılılaın, ateşli silahları Doğululardan öğrendikleri sanılıyor. Ancak, tarihçi Home-rosun (M.Ö. IX. yüzyıl) eserlerinde, ateşli silahlar üzerinde herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Peloppones Savaşlarında (M.O. 428-424) içlerinde kömür, kükürt ve zift gibi yanıcı maddeler bulunan toprak kapların mancınıklarla atıldığı biliniyor. Ne var ki, bu yoldan çıkarılan yangınlar, üzerine toprak atmakla kolaylıkla söndürülebiliyor, büyük bir zarara yol açması önleniyordu.

 

Bunun sonucu olarak, daha etkili yanıcı maddeler aranmaya başlandı. Yanmak için gerekli oksijeni havadan değil de, kendi bünyesinden alabilen yanıcı maddeler en iyisiydi. Yani, ateşin üstü örtü ise bile, sondürülememeli, alevler çıkmaya devam etmeliydi. İşte böylece de, ateşli silahlardan patlayıcı silahlara geçilmiş oldu. Bu işte ilk olarak, güherçile kullanıldı. Güherçile, beyaz renkte, ince billurlar halinde bir maddedir. Kimyasal adı potasyum azotattır.

 

Doğuda, Çinliler, güherçileyi biliyorlardı. Abdullah adında Malagalı (İspanyanın güneyi) bir Arap yazarı (1200 yılları), güherçileden söz ederken, Çin karı deyimini kullanmıştır. İranlı yazarlar ise, güherçileye Hint karı derlerdi. Böylece, güherçile, XIII. yüzyılın ortalarına doğru. Doğudan İslam ülkelerine geçti. Anlaşıldığına göre, Çinliler barut yapmayı biliyorlardı. Ancak, barutu, maytap ve kestane fişeği dediğimiz biçimde kullanmışlardır. Büyük İskender Hindistana gittiği sıralarda, barut Hindistanda da biliniyordu. Marco Polo, Çine yaptığı uzun gezisinde, Çinli rahiplerin geceleri havada baruttu fişeklerle şenlikler yaptığını görmüştü.

 

Avrupada barutu ilk bulanın ise, Friburglu Berthold Schwartz (1318-1384) adında bir Alman rahip ve filozofu olduğu sanılıyor. Schwartz, Venediklilerin kullandıkları ilk topları dökmüş, bu toplarla gülleleri uzağa fırlatmak için de, baruttan yararlanmıştı. Ancak, kimi tarihçiler de, Avrupada barutun icadı şerefini, Roger Bacon (1224-1294) adındaki İngiliz bilginine verirler.

 

Avrupada, ateşli silahlarla barut, ilk kez XIII. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. XIV. yüzyılda da, barutun topçuluk alanında kullanılması geliştirilmiştir. Barutun, bugünkü anlamıyla, ilk olarak. İngilizlerle Fransızlar arasındaki Cressy Savaşında (1346) kullanıldığı sanılıyor.

 

Kimya alanındaki ilerlemeler sonucunda, nitrosellüloz ve nitrogliserinin elde edilmesiyle, hafif dumanlı barutlar kullanılmaya başlanmıştır. Eskiden, barut çok miktarda duman yaptığı için, ateş eden topun yeri hemen belli oluyor, üstelik, bu, top namlusunün kalın bir is tabakasıyla örtülmesine de yol açıyordu. Paul Vieille adındaki Fransız mühendisi (1854-1934) dumansız barutu icat ettikten sonra İse, silahlarda yalnız bu çeşit barut kullanılmaya başlandı (1886). Bundan birkaç yıl sonra da, İsveçli kimyager Alfred Nobel (1833-1896) daha yüksek nitelikte patlayıcı bir madde olan nitrogliserinil barutu keşfetti. Zamanla, barut geliştirilerek, değişik silahlarda, istenilen biçimde kullanılabilecek duruma getirildi.

Barut Nasıl Elde Edilir?

 

Barutun karışımında, %70 - 80 potasyum nitrat (NOs), %12-20 odun kömürü, %3-14 de kükürt vardır. Bu karışımdaki potasyum nitrat, kömürle kükürtün yanması için gerekli olan oksijeni verir; kükürt de, barutun kolayca tutuşmasını sağlar ve yakılınca çok miktarda gaz çıkartır. Barutu meydana getiren maddelerden kömürün yanmasıyla, karbon dioksit (CO2), kükürtün yanmasıyla da, kükürt dioksit (SO2) gazları oluşur. Geriye, potasyum sülfat, potasyum karbonat, potasyum sülfür kalır ki, bunların gazları yüksek bir basınç meydana getirir. Bu basınç da, ateşli silahlarda, merminin ileriye fırlatılmasını sağlar.

 

Teknikteki ilerlemelere rağmen, barut, bugün de, pek az bir farkla, eskiden elde edildiği yollardan elde edilir: Karışımı meydana getiren maddeler, önce ayrı ayrı, sonra da bir arada öğütülerek, karıştırılır. Bu karışım, basınçla, hamur haline getirilir; sarsıntılı eleklerden geçirilerek, tozundan ayrılır. Bu işlemin sonunda, tane halinde barut elde edilmiş olur. Bu hamur, borulara basılarak, çubuk halinde barut haline getirilir; buna, makarna barutu adı verilir. Ayrıca, küp, prizma, vb. gibi biçimlerde kaplar kullanılarak, istenilen biçimde barut da elde edilebilir.

 

Bugün, karabarut, şistli killer, kaya tuzları gibi, ötekilere oranla yumuşakça kütlelerin atılmasında kullanılmaktadır. Çok duman çıkarttığından, askerlik alanında artık büyük bir önemi kalmamıştır. Bugün için, ateşli silahlarda, daha çok dumansız barut, daha doğru bir deyişle, az dumanlı barut kullanılmaktadır. Dumansız barut kolodyum, trinitro gliserin, trinitro tolüen gibi patlayıcı maddelerin karışımıdır.

 

Bugün, bu patlayıcı maddeleri yapabilmek için, çok miktarda potasyum nitrata ihtiyaç vardır. Oysa, bu madde, yeryüzünde pek az bulunur. Yalnız, Güney Amerikada, And Dağlarının denize bakan kıyılarında, kuşların bıraktığı gübreler, bu madde bakımından son derece zengindir. O dolaylarda, bu gübreyi temizleyecek kadar bol yağmur da yağmadığı İçin, guana adı verilen bu gübreler, uzun süre, bozulmadan kalabilir. Bu gübreler, genişliği 3 kilometre, uzunluğu 300 kilometre olan bir alanı kaplamış durumdadır. Gübre tabakasının kalınlığı da 1,5 metreyi bulur. İşte, bu çevre uzun süre, devletlerin barut yapması için gerekli olan ham maddeyi sağlamıştır.

 

Bütün devletler, Şiliden gübre satın almak zorunda kalmıştır. Yalnız Almanya, 1913 yılında, Birinci Dünya Savaşından önce, bu gübrelerden tam 750.000 ton satın almıştı. İngiltere de aynı miktar gübre almış ve bu iki ülke, bu maddelerden yaptıkları barutları birbirlerine karşı kullanmışlardı. Ancak, Almanlar, savaş sırasında, havadan aldıkları azotla, potasyum nitrat yapmayı başardılar. Böylece, barut yapımı için, Şilideki gübreler yerine, bitmek tükenmek bilmeyen havadan yararlanılmaya başlandı.

 

 

Wikipedia Bilgisi: Barut, çok hızlı yanan bir maddedir. Yandığında ortaya çıkan gazların basıncı, ateşli silahlarda mermi için itici gücü oluşturur. Barut düşük seviyeli patlayıcılar grubuna girer. Yandığında sesten yavaş bir parlama ortaya çıkar. Bu sayede silahta barutun yanmasından oluşan basınç, mermiyi itecek kadar güç ortaya çıkarırken, namluya da zarar veremez. Fakat kayaların parçalanması gibi uygulamalar için gücü yetersizdir ve bu gibi durumlar için dinamit gibi baruttan daha güçlü patlayıcılar kullanılır.

 

Tarihi

 

Barut bilinen en eski patlayıcı, itekleyici kimyasaldır. Tarihte bilinen ve baruttan bahseden ilk yazı, 850 yılında Çinde yazılmış bir kitapta geçmektedir. Kitapta ölümsüzlük iksirini bulmaya çalışan bir kimyacının yan ürün olarak barutu bulduğunu gösteren kısımlar mevcuttur. Kullandığı maddeler ve yanıcılığından bahsedilmiştir.
Moğol savaşçısı Japon samurayına barut bombası atarken. (1281, Moğolların Japonya istilası)
Moğol savaşçısı Japon samurayına barut bombası atarken. (1281, Moğolların Japonya istilası)

 

Çinliler barutu silah olarak ilk defa 904 yılında patlayıcı olarak kullandılar. Adını uçan ateş koymuşlardı. Ardından barut bombalarını mancınıklarda da kullanmaya başladılar. Barutun kayıtlı ilk itici güç olarak kullanılması 1132 yılında bambudan yapılmış toplarda kullanılması denemeleridir. Metal boruya sahip topların kullanımı 1268-1279 tarihleri arasında Moğollar ile Song Hanedanlığı arasındaki savaşta görülür.

 

Barutun Araplar tarafından kullanılması 13. yüzyılda gerçekleşmiştir.

 

Barutun Avrupaya nasıl geldiği hakkında fazla bir bilgi yoktur. Bazı tarihçiler İpek Yolu yoluyla geldiğine inanmakta, bir grup da, barutun Avrupada Çinden bağımsız olarak icat edildiğini savunmaktadır.

 

1846 yılında italyada soprero,İsveçte schönbein ve Fransada böttger adlı kimyagerler ayrı ayrı çalışarak Nitrogliserin ve Nitroselüloz ( veya pamuk barutu) adı verilen barut çeşidini buldular. bu patlayıcılar olumlu olduğundan ,bircok kişi bunları tekamül ettirmek için çaba sarf etti 1886da Fransız kimyager Vielle silahlarda kulanılabilen ilk dumansız barutu yapdı.

 

Bileşiği

 

(Kara barut) Barut ağırlıkça 15 birim potasyum nitrat (bazen yerine sodyum nitrat), 3 birim odun kömürü tozu ve 2 birim sülfürün karışımından oluşur. Bu oran yüzyıllar boyunca değişiklikler göstermiştir. Amaca göre oranı değiştirilebilir. Barut imalinde kullanılan bu üç kimyasal madde kolayca öğütülüp toz haline getirilebilir ve karıştırılır. Bu suretle yapılan baruta (un barutu) denilmekteydi. Bunun birçok sakıncası bulunmaktaydı.Bu karışım fıçılar içerinde nakledilirken patlama tehlikesi vardı. Ayrıca barutun yapıldığı maddelerin farklı özgül ağırlıkları olduğundan,fıçıda durduğu sürece ayrılarak bozuluyordu.Son olarak da rutubetten etkilenerek topraklaşıyor ve yanma özelliğini kaybediyordu. Bu sorun da yine 1400 yıllarında taneli barut yapılarak çözüldü.Şöyle ki toz haline getirilen üç kimyasal madde alkol ile karıştırılarak sulandırıldı ve sonra basınç ile kurutularak taneler haline getirildi. Bu tane barutun daha çabuk yandığı ve daha güçlü olduğu görüldü. Bu barut yinede mükemmel değildi.Atış yapıldığı zaman etrafı kesif bir beyaz duman kaplıyor ve birkaç top salvosundan sonra savaş alanı simsiyah oluyordu.Ayrıca tüfeklerde ve toplardan çıkan duman silahların yerini belli ediyordu.Bunlardan başka kara barut namlularda yapışkan bir tortu bırakıyor ve bir süre sonra bu birikintiler yüzünden gülle veya kurşun (ağızdan dolma) silaha sığmaz oluyordu.Atışdan hemen sonra namlu temizlenmezse,bu yapışkan tortunun içindeki kükürt kalıntıları rutubet alarak sülfürik aside dönüşüyor ve namlu içini kemirerek çürütüyordu.Duman ve tortular yüzünden doğan sorunlar başka bir barutun yapılmasını zorunlu kıldı

 

(Dumansız barut) 1886da Fransız kimyager Vielle silahlarda kullanılabilen ilk dumansız barutu yapdı.

 

Nitroselüloz (pamuk barutu) alkolle karıştırılıp hamur haline getirildikden sonra ince şeritler ve taneler halinde kesilerek kurumaya terkedilir.

 

Karakteristiği ve kullanım alanı

 

Barutun yanma hızı basınçtan etkilenmediğinden dolayı, patlayıcı özelliği gösterir ama yavaş ayrışmasından dolayı da oldukça güçsüz bir patlayıcı sayılır. Bu özelliğinden dolayı daha çok itici bir güç olarak kullanılması tercih edilmiştir. Yandığında silahın namlusuna zarar veremez ama mermiyi itecek yeterli kuvveti yaratır.

 

Toz taneciklerinin büyüklüğü, barutun yanma hızını belirler. Daha küçük tanecikler, daha fazla yüzey alanı yaratır bu da daha hızlı yanma demektir. Kovan içinde sıkılaştırılması yanma başladığında patlama yaratır. İşaret fişeklerinde de tercih edilir.

 

Dumansız barutlar gerek silah sanayinde gerekse avda en mükemmel patlayıcı olarak kullanılmaktadır.

Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir

 


www.HalilAlpaslan.COM http://www.ders.org/toplist/



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol