Kitap okumanın nedenleri ve sağlayacağı faydaları anlatmak ciltler dolusu eser vermeye niyet etmek gibidir. Ancak hayatını bugün için değil yarınlara hazırlayan ve gelecekte büyük işler başarmaya azmetmiş istikbalin seçkin insanlarına konu hakkında bazı hatırlatmalarda bulunmaya çalışalım;
James Hawel:“Dünyayı yöneten, kalem, mürekkep ve kâğıttır.” diyor. Haksız da değil. Unutulmamalıdır ki kişi hangi mesleği seçerse seçsin çalıştığı kurumda bir numara olmalıdır. Balzac: “Bilginin efendisi olmak için çalışmanın kölesi olmalısınız.”der. Kişinin hayatında bir numara olması demek birçok konuda genel bilgilere sahip olması demektir. İşte bir numara olmanın ilk şartı: Okumak, okumak, okumak…
Başarılı olabilmenin en önemli şartlarından biri de geçmişteki insanların tecrübelerinden yararlanarak onların düştüğü hataları tekrarlamamak ve başlanan işe onların tecrübeleri ile başlamaktır.. Diyelim ki bilgisayar mühendisi olacaksınız, bu işle 20 sene uğraşmış birisinin yazdığı kitabı güzelce okusanız o işe 20 yıllık tecrübe ile başlamış olursunuz. Unutulmamalıdır ki okuduğumuz her kitabın sayfaları yıllar süren tecrübenin ürünüdür. Bunun manası şudur: “HER KİTAP BİR ÖMÜRDÜR”.
Hangi meslek dalında olursa olsun insanlarla ilişki içerisinde olacağımız ve insanların isteklerine cevap vereceğimiz malumdur. Mesleğinde başarılı kişi insanların bütününe hitap edebilecek projeler hazırlayabilendir. Örneğin bir araba tasarımcısının başarısı, ürettiği modelin birçok insan tarafından beğenilmesi ile ölçülür. Toplumun birçoğunun beklentisine cevap verebilmek için toplumu iyi tanımak gerekir. İnsanları tanımanın en kısa ve güvenilir yolu KİTAP OKUMAKTIR.
Eskiler “sanat altın bileziktir demişler” . İnsanın iyi bildiği bir sanatı (kuaförlük, ayakkabıcılık, vs)varsa hangi halde olursa olsun ihtiyaç duyduğunda ona fayda sağlar. İnsan çok zengin olup iflas edebilir. Büyük bir makamda olup makamını kaybedebilir. Ama okuma sayesinde elde edilen bilginin ve onun getirmiş olduğu itibar mezara kadar devam eder. İnsanlar arasında sizi hiç terk etmeyecek asil bir konumunuz olmasını istiyorsanız çok okumalısınız.
Kitap okuma alışkanlığının kazandırılması, Türkçe öğretiminde okuma anlamının en üst seviyeye çıkarılması, öğrencilerin lise düzeyinde arzulanan dil, zihin, psikolojik ve sosyolojik gelişimlere ulaşabilmesine katkı sağlamak amacıyla “okuma ve kitap üzerine pek çok araştırma yapılmalıdır.
Okumak, bir erdem olmakla birlikte, ulusal gelişme için vazgeçilmez bir unsurdur. Gerçekten de, ulusların gelişme düzeylerini belirleyen önemli ölçütlerden biri de o ülkedeki tüketilen yayın sayısıdır. Okuma alışkanlığı ülkemizde tam olarak gelişmemiş, aksine mevcut okuma alışkanlığı da gerilemiştir. Ülkemizde 1965'te yüzde 27 olan kitap okuma oranının, 1997'de yüzde 3,5’e indiği bildirilmektedir. Yine, üretilen kitap sayısının Almanya'da 65 milyon iken, Türkiye'de sadece 6 milyon olduğu tespit edilmiştir. Ülkemiz açısından belli gerçekleri ortaya çıkaran bu verileri çoğaltmak mümkün gözükmektedir.
Türkiye’de Okuma ve İzleme Oranları
Dergi okuma oranı % 4
Kitap okuma oranı % 4,5
Gazete okuma oranı % 22
Radyo dinleme oranı %25
Televizyon izleme oranı %94
Dünyada Bir Yılda Ders Kitapları Hariç Basılan Kitap Sayısı
Amerika 72.000 Almanya 65.000 İngiltere 48.000
Fransa 39.000 Brezilya 13.000 Türkiye 6.031
Bütün bunlar, toplumsal kalkınmayı hızlandırmak ve daha sağlıklı bir toplum oluşturmak için bireylere okuma alışkanlığı kazandırmayı, zorunlu bir amaç olarak ortaya çıkarmaktadır. Okuyan öğrenciler söz konusu olunca bu durum daha da önem kazanmaktadır. Gençlerimizin duyarlı, araştırmacı, sorgulayıcı, tartışan, çözümler üretebilen, bilimsel düşünebilen dolayısıyla, düşünsel ve eylemsel anlamda toplumun genelinin önünde olan, kimliğini kazanmış, kendini gerçekleştirmiş bireyler olması beklenmektedir. Ancak, ülkemizdeki gençler, bu niteliklerin tümüne birden sahip olduğunu söylemek güçtür. En azından gözlemlerimiz bu yöndedir. Bu niteliklerin kazanılması, birçok etkenin yapacağı olumlu katkıya bağlıdır. Okuma alışkanlığının kazandırılması ise, bu etkenlerden yalnızca biri ama en önemlisidir.
Kitaba aşina bir toplum olmamıza rağmen, kütüphaneye, kitaplığa ilgimiz fazla değildir. Evlerimizde her türlü gerekli – gereksiz eşyaya yer ayırırken ve adeta yaşama mekânlarımızı tümüyle eşyalara tahsis ederken, kitaba yer ayırmak çoğumuzun aklından geçmez. Evinde bir kaç raf kitabı olana komşularının "maşallah sizinki ev değil kütüphane" diye takıldıklarına şahit olursunuz. Oysa evimiz ve ailemiz için birçok gerekli bildiğimiz eşyadan çok daha fazla gerekli, eski deyimiyle, lüzumludan da öte elzem bir ihtiyaç maddesidir kitap.
Kitabın yalnız tahsil çağındaki çocuklarımız için gerekli olduğunu da sanmayınız. Hepimizin, her an kitaba ihtiyacı olabilir.
Bu amaçtan yola çıkarak sadece lisede okuyan öğrencilerin okuma eğilimleri üzerine araştırma yapılmıştır.
Sosyal Bilgiler Öğretmeni İbrahim BAŞAK