VOLKANİK FALİYETLER SONUCU OLUŞAN YERŞEKİLLERİ
VOLKANİK HAREKETLERDEN MEYDANAGELEN BİR YER ŞEKLİNE ÖRNEK
Yamaçlarında ve eteklerinde çok sayıda tali volkan konilerinin, lav akıntılarının bulunduğu, yakın geçmişte sönmüş bir “küme volkan”dır. Çevresindeki ortalama 1050 metre yüksekliğe sahip Kayseri Ovası ve 1075 metre yükseltideki Develi Ovası ile 1200- 1300 metre yükseklikteki platolar arasında, bulunduğu yere göre 2700- 2900 metre yükseklik gösteren heybetli bir dağdır. Bu sönmüş volkanın en yüksek sivrisi Büyük Erciyes ( 3917 m .) ile bunun batısındaki daha alçak ikinci sivrisi Küçük Erciyes ( 3703 m .) dağın karakteristik görünüşünde önemli yer tutmuştur. Bütün bu çevrede yazısı da karlı olan dağın doruk bölümü çok uzaklardan bile görülür.
Erciyes volkanik alanındaki püskürmeler genel olarak üç ana evre halinde ele alınır. Volkanik patlamalar günümüzden 30 milyon yıl önce, III. Jeolojik Zamanın ikinci yarısından itibaren (Miosen) başlamıştır. 0 dönemde geniş göllerle kaplı olan bölgede başlayan volkanik etkinlik someunda yüzeye çıkan volkanik materyal, göllerin içinde geniş bir alanda yığılmıştır. Bu dönemde volkandan çıkan küller, rüzgar etkisiyle kilometrelerce uzaklara taşınmıştır. Buralarda geniş havzalarda yığılan kumların suyla ilişkisi sonucunda sertleşerek tüflerin meydana gelmesi, bugünkü Nevşehir - Ürgüp civarındaki peribacalarının oluşumunu sağlayan temeli teşkil etmiştir. Bu oluşumda Erciyes'le birlikte Hasan Dağı'nın da payı vardır. Erciyes'in ilk püskürme dönemi ürünleri olan lavlar ve tüfler üstüste yığılmışlardır.
Bu geniş ölçülü püskürtmellerden sonra volkanizmada sakin bir dönem başlamıştır. Bit evrede yerkabuğu hareketleri ile arazide kırılmalar, çökmeler, yükselmeler olmuştur. Kayseri ve Develi ovalarının oluşumuna bu döneme rastlamaktadır. Bu hareketlerin ardından yanardağda püskürmeler yeniden başlamıştır. Erciyes Dağı ana konisinin bacasından çıkan farklı türdeki volkanik taşlar üstüste yığılarak dağın daha da yükselmesine neden olmuştur. Bundan dolayı, Erciyes Dağı bir tabakalı - volkan (strato - volkan) özelliğindedir.
Bu esnada dağın yamaçlarında ve eteklerinde farklı volkan bacalarından püskürmeler olmuştur. Söz konusu püskürmeler sonucunda irili ufaklı çok sayıda tali volkan konisi meydana gelmiştir. Bu konilerin başlıcaları; Lifos Tepesi ( 2509 m.), Mi Dağı (1870 ınj, Yılanlı Dağı ( 1643 m.), Yılband Dağı ( 2602 m .), Kolanlı Dağı ( 2680 m.), Eğrikuzey Tepesi ( 2926 m.), Göğdağ ( 2197 m.) Bozdağ ( 1772 m.), Kefeli Dağı ( 2417 mi, Sütdonduran Tepesi ( 2797 m.), Karnıyarık Tepesi ( 2391 m.)’dir. Bu tali volkan konilerinin dışında aynı dönemde oluşmuş çok sayıda tali volkan konisi bulunmaktadır.
Erciyes ana konisinin doğusunda bulunan ve Tekir Çukuru ile ana koniden ayrılmış olan Koç Dağı ( 2628 m.) ise eski ve yıpranmış bir volkan konisi görünümünde olup, Erciyes volkanik alan ilk oluşumlarından biridir. Bu konilerin oluşumundan sonra geniş ölçülü lav çıkışları olmuş ve yamaçlardan çıkan lavlar aşağılara doğru akmıştır. Böylece Erciyes Dağı, ana koni tali koniler ve lav akıntıları ile geniş bir alana yayılmıştır.
Günümüzde 1,5 - 2 milyon yıl önce başlayan ve “Buzul Çağı” olarak da adlandırılan (Kuaterner) IV. Zamanın sonlarında yurdumuzdaki yüksek dağlarda olduğu gibi, Erciyes Dağı’nın yüksek kesimlerinde de buzullar oluşmuştur. Buzulların yerleştikleri doruk çevresinde aşındırma etkisiyle dokuz büyük sirk (buzyalağı) oluşmuştur. Bınilarm en büyüğü dağın doğu kesimindeki Tekir Yaylası’ıun yukarısındaki Üçken Buzyalağı’dır. Doruk çevresine yerleşen buzullar, buzyalakları ve vadiler içerisinde daha alçak kesimlere doğru sarkmışlardır. Erciyes Dağı’nın buralardaki büyük krateri, buzulların aşındırması ile silinmiş, dağın, herhalde 400 metre kadar daha yüksekte bulunan doruk bölümü böylece yıpranmalara uğramıştır.
Buzul devrinden sonra Erciyes’te yeni volkanik püskürmeler olmuştur. Bunun sonucunda da Büyük Kızıltepe , Küçük Kızıltepe gibi küçük çaplı cüruf ve kül konileri meydana gelmiştir.
Erciyes Dağı’ndaki volkanik faaliyetin günümü den yaklaşık 2000 yıl öncesine kadar devam ettiği, Miladın başlarında yaşayan ünlü coğrafya’ Strabon’nun eserinde yer almaktadır. Niteki Strabon, eserinde Kayseri Şehri yakınlarında ah çukurlarından geceleyin alevler fışkırdığını bildirmektedir. Bu da Erciyes’in son faaliyeti olmuştur.
(Strabon, 1987)
Erciyes Dagi'nin en önemli özelliklerinden biri de günümüzde kuzeybati yüzünde yaklasik 400 m . uzunlugunda küçük bir buzulun var olmasidir. Sirk (buzyalagi) adi verilen oyuklarda biri hariç bugün buzul bulunmamaktadir Ancak buralar yazin da yer yer karla örtülü oldugu gibi, oyuklarin tabanlarindaki kayalarin dibinde de buzlar vardir.
Günümüzde Erciyes, sönmüs genç bir volkan dagi olarak, 3917 m. yükseldigi, heybetli görünüsü, 1000 kin2'yi geçen alani ve çevresine hayat veren varligi ile bölgenin doga zenginligidir.
Kayseri İli'nin öteki daglan siradaglar biçiminde, kivrimli ve kirilmalara ugramis bir yapi gösteren yükseklerdir. Bu daglar birbirine paralel üç sira halinde uzanirlar.
Bunlardan en kuzeyde olani, Erciyes Dagi'nin 15 km. kadar kuzeydogusundan baslayarak Uzunyayla'ya kadar 60 km. boyunca uzanan dag sirasidir. Bati bölümünde Korumaz Dagi'nin ( 1907 m.) yer aldigi bu dag sirasinin son kabartisi, il sinirlarinin kuzeyinde Hinzir Dagi'nda 2623 metreye ulasir. Korumaz - Hinzir dag sirasi, önce kivrilmalara ugramis, çogu kalker olan tabakalar durus degistirmis, daga yapisina giren türlü taslar billurlasmis, sertlesmis, türlü yer kabugu hareketleri ile kirilmalara da ugrayarak yükselmis bir dag sirasidir.
Kirik hatlar arasinda kalarak beliren bu yükselmeler sirasinda siradagin orta bölümüne rastlayan yerlerdeki çok daha yeni ve yatay duruslu tabakalar bu sert kütle ile birlikte dag görünüsü almislardir. Bu dag sirasi üzerinde il ulasimi açisindan önem tasiyan iki geçit vardir Bunlardan biri olan Bestepeler, Hinzir Dagi'nin kuzeybatisinda ve 1350 m. yükseklikte; Mebeli Geçidi ise yine ayni yükseldikte ve Hinzir Dagi'nin batisinda bulunmaktadir.
Bu dağ sırasının güneyinde bir baska dağ grubu uzanır. Güneybatıda Süvegen Dağları ( 1968 m.) ile baslayan, Aygönnez ( 2094 m.) ve Köskerli Dagları ( 2000 m.) ile süren sira, Kepekli Dagi ( 2225 m.) ile Uzunyayla'ya dogru uzanır. Kırılmalar sonucu yükselen bu dagların yapısında kristalen kalkerler önemli yer tutmaktadır.
İl sınırlari içinde kuzeydogu - güneybatı uzantılıüç dag sırasının en son grubunu Tahtali Dağları, Bakırdağı, Beydagi, Soganlidagi ve Gövdeli Dagi, gibi yer kabartilan olusturur. Orta Toroslar'in uzantisi olan ve en yüksek noktasına 3075 metre ile Beydagi'nda ulaşan bu sıradağın pek çok noktası 2500 metrenin üzerindedir. Kuzeyde Akdag, güneydoguda Dibek ve Binboga Daglari güneyde de Aladaglar il topraklarına sokulur