NÜFUS VE YERLEŞME
“Nüfus, en dar anlamda, bir kişi ya da birey demektir. Biraz daha geniş anlamda, bir aileyi oluşturan aile bireyi sayısı anlamına gelir. Oysa en geniş anlamda nüfus terimi; belirli bir sayım gününde, belli bir ülkede sayılıp belirlenen toplam insan sayısı demektir”
“Günümüzde, bir memleketin nüfusu denildiği zaman belirli bir nüfus sayımı gününde orada bulunan insan sayısı anlaşılır. Bir ülkenin bütün yönleri ile yaşantısında, geçim durumunda, ilerlemesinde nüfus üzerine olan kesin bilgilerin büyük değeri vardır. Bir memlekette nüfus artması, nüfusun aşırı çoğalışı, nüfus azalması, nüfus hareketleri, nüfus yoğunluğu gibi kavramların çok önemi bulunmaktadır. Çünkü bir ülkenin her çeşit ekonomik olayları bunlara dayanır”
“Ekonomik açıdan gelişmiş bir ülke, aynı zamanda da fazla miktarda bir nüfusa sahipse; politik ve ekonomik güç kaynağı olarak nüfus, büyük bir önem taşır. Böyle olmakla birlikte, gelişmekte olan ülkeler, hem fazla nüfusa sahipse hem de o ülkede hızlı bir nüfus artışı varsa, bu iki parametreden kaynaklanan birçok sosyal ve ekonomik sorun ortaya çıkar. Bunların, en köklü ve çözüm bekleyenleri arasında, özellikle nüfusun beslenmesi ve istihdamı sorunları, o ülke için güncel sorunlar arasında başta gelir. Bundan dolayı, bazı ekonomistler kalkınmayı; üretim ve nüfus artışı arasındaki yarıştır, şeklinde tanımlarlar”
Bu düşünce, bir bakıma doğrudur. Çünkü, ülkelerin kalkınması ve milli gelir artışları arasında yakın bir bağ vardır. En nihayetinde bir ülkenin kalkınabilmesi için milli gelir artış hızının, nüfus artış hızından daha yüksek olması gerekmektedir. Kalkınma ancak bu şekilde mümkün olabilmektedir. Başka bir deyişle; ülkenin sahip olduğu potansiyel nüfusun üreticilik fonksiyonunun, tüketicilik fonksiyonundan yüksek olması lazımdır. Ancak böylesi bir durum henüz kalkınmasını tam olarak vücuda getirememiş ülkeler için geçerlidir. Oysa ki gelişmiş ülkelerde potansiyel nüfusun bilinçli olması ve ülkenin sahip olduğu her tür kaynağı gerçekçi bir şekilde kullanmasıyla, nüfus artış hızı ve toplam nüfus sayısı fazla da olsa, bu durum önemli bir takım sosyal ve ekonomik sorunlara yol açmaz.
Yukarıda hızlı nüfus artışının hangi tür ülkeler için bir sorun teşkil ettiğine değinmiştik. Bu ülkelerden biri de Türkiye’dir. Ülkemizde baş gösteren plansız ve hızlı nüfus artışı, kalkınma ve ilerleme çabalarımızı güçleştirmektedir. Şurası bir gerçektir ki, nüfus çokluğunun ülke savunmasında, iş gücü sağlanmasında ve kalkınmada önemli bir payı vardır. Ancak her ne kadar böyle bir gerçek olsa da, nüfus eğer hızla artıyorsa, Türkiye gibi ülkelerde bu artış birçok sosyal ve ekonomik sorunlara yol açar. Her geçen gün artan nüfusun beslenmesi, barınımı, istihdamı, eğitimi ve sağlık ihtiyaçları ülke tarafından karşılanmak zorundadır. Nüfusun ülkeye yararlı olabilmesi için bu ihtiyaçların yerine getirilmesi gerekmektedir. Madem ki özgürce çocuk ve yetişkinlerine güvenli bir gelecek hazırlama mecburiyeti olduğunu söyleyebiliriz.
“Günümüzde Türkiye’nin nüfusu yetmiş milyonu geçmiştir. Bu rakam, kesinliği, en önemli özelli olan nüfus sorunları cumhuriyetin ilanından bu yana her beş yılda bir gerçekleştirilmektedir. Ancak 1990’da alınan bir kararla bu ara on yıla çıkarılmıştır. Ülkemizde yapılan nüfus sayımlarının sonuçları ve artış hızları şöyledir “( Türkiye İstatistik Yıllığı, 1997,391 ) :
Sayım Tarihleri Nüfus Yıllık Nüfus Artış Hızı
28.10.1927 13648270 --------------
20.10.1935 16158018 21.10
20.10.1940 17820950 19.59
20.10.1945 18790174 10.59
22.10.1950 2094788 21.73
23.10.1955 24064763 27.75
23.10.1960 27754820 28.53
24.10.1965 31391421 24.62
25.10.1970 35605176 25.19
26.10.1975 40347719 25.00
12.10.1980 44736957 20.65
20.10.1985 50664458 24.88
21.10.1990 56473035 21.77
21.10.2000 @ 70-------- --------------- (tahmini)
Görüldüğü üzere nüfusumuz sürekli olarak artmıştır. Artan bu nüfusun belirgin ihtiyaçlarından biri de yerleşmedir.
“İnsanların, kendi oluşturdukları kültür çevrelerinde yaşamaları, her çeşit yerleşmenin esasını vermiştir. Köyler ve şehirler, insanların yer yüzüne ekledikleri uzun süreli, hatta devamlı yerleşme yerleridir. En geniş anlamıyla yerleşme (iskan), insanların oluşturduğu ve faydalandığı bölgedir. Daha dar anlamıyla yerleşme, oturulan yerlerle bunun hemen çevresindeki topraklardır. Buna örnek olarak ülkemizdeki köy ve şehir yerleşmelerini gösterebiliriz”
“Ülkemizde görülen yerleşmeler, köy ve şehir yerleşmeleri diye ikiye ayrılır”
a) Köy Yerleşmeleri
Bugün Türkiye’de sayıları on binleri geçen köy (kır) yerleşmeleri vardır. Bunların bir kısmı ovalarda, bir kısmı yaylalarda, bir kısmı vadiler içinde, bir kısmı dağlarda, bir kısmı orman içinde, bir kısmı deniz veya göl kenarındadır. Bulundukları yerin sağladığı doğal varlıklar, bu köylerin geçim kaynaklarının belirmesinde birinci derecede yer tutmuştur. Bu kaynaklar göz önüne alındığında, ülkemizdeki köy tiplerini şu dokuz başlıkta toplamak mümkündür :
§ Ekinci köyler
§ Bahçeci köyler
§ Hayvancı köyler
§ Ormancı köyler
§ Zenaatçı-tarımcı köyler
§ El sanatları-tarımcı köyler
§ İşçi-tarımcı köyler
§ Tarımcı-bahçeci-alış-verişçi köyler
§ Balıkçı köyler
Yukarıda ana başlıkları ile belirtilmeye çalışan köy tipleri, ülkemizin dört bir yanında mevcutturlar.
b) Şehir Yerleşmeleri
Bir plana göre kurulmuş on binlerce insan barındıran ve geçiminde tarım dışı kaynakların hakim olduğu ve en büyük yerleşme birimleri şehirlerdir. Şehirler de köyler gibi çeşitli başlıklar altında toplanır. Tabi bu başlıkları belirlemede bazı ölçütler vardır. Bu ölçütler, şehirleri sınıflandıranların amacına göre değişir. Coğrafi yönden ise şehirler, iki ana ölçüt dikkate alınarak sınıflandırılabilir. Bunlardan birincisi nüfuslarına göre, ikincisi ise ekonomik yönden ağır basan faaliyetlerine göredir :
a) Nüfuslarına göre şehirlerin sınıflandırılması
Şehir Nüfusu Tanımı
10.001-25.000 Çok küçük köyler
25.001-50.000 Küçük şehir
50.001-100.000 Orta büyüklükte şehir
100.001-500.000 Büyük şehir
500.001’den fazla Çok büyük şehir
b) Ekonomik fonksiyonlarına göre şehirlerin sınıflandırılması
. Tarıma dayalı olarak gelişen küçük şehirler
. Ticaret ve liman şehirleri
. Sanayii şehirleri
. İdari, askeri ve kültürel şehirler
. Turizm şehirleri
“Yukarıda bahsettiğimiz adı geçen köy ve şehir yerleşmelerinde birbirinden farklı mesken tipleri bulunmaktadır. Ülkemizde coğrafi faktörler, mesken tiplerini ve kullanılan malzemeyi önemli ölçüde etkilemiş bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye’deki mesken tiplerini, bunun yanı sıra, ekonomik durum ile sosyal ve kültürel gelenekler tayin etmektedir. Öyleyse Türkiye’deki mesken tiplerini şu şekilde ana başlıklar altında toplamamız mümkündür”
- Ahşap meskenler
- Toprak meskenler
- Taş meskenler