HALK EDEBİYATI
Halk edebiyatı terimi geniş kapsamlı bir kavramdır.Bu anlamıyla folklor ve tekke edebiyatı ürünleri de halk edebiyatı terimi içinde bulunmaktadır.Bu bakımdan bu edebiyat dalına Âşık edebiyatı yahut saz şairi demek daha uygun olurdu.Ne var ki Halk edebiyatı terimi alışım ve yaygın bir terim olduğu için bu şekilde kullanılmıştır.Bu edebiyatın sahibi belli olan verimleri yalnız şiirlerdir.Daha çok folklor verimleri içinde bulunan destan,masal,halk edebiyatı,Atasözü vs ise sözlü edebiyat başlığı altında incelenir.Halk şiirlerinin folklor verimlerinden ayırmak için şu farkları göz önünde tutmalıyız.
1. Folklor verimlerinin sahipleri belirsizdir.Bunlar başlangıçta bir sanatçının malı olsalar bile zamanla O sanatçının kişilik izleri silinmiş,ferdi bir üsluptan arınarak toplumun malı olmuşlardır.Zaman ve çevreye göre değişmiş öz ve biçim bakımından farklı kollara ayrılmışlardır.
*Halk şiirleri ise sahibi belli olan ve bir sanatçının damgasını taşıyan eserlerdir.
2.Folklor ilerlemiş bir toplumda nispeten geri kalmış halk topluluklarının yaşama tarzlarına,düşünüş ve inanç sistemlerine,estetik duygularına hitap eden ham madde halinde töreler,fikirler ve sanat ürünleridir.Bunlar uzman,bilgin ve sanatçılar tarafından işlenirlerse bağlı oldukları toplumun milli ahlak,hukuk,felsefe ve güzel sanatlarına kaynak olurlar.
*Halk şiirleri ise ham madde olmayıp zaten işlenmiş ve en güzel üsluba bürünmüş sanat eserleridir.
3.Folklor verimleri daha çok sosyoloji,halk şiirleri ise estetik ölçülerle incelenir.Folklor araştırmaları bir toplumun alt katlarında hele yaşamakta olan sosyal malzemeyi bulup çıkarmak yani faydacılık amacıyla yapılır.Ayrıca ham madde halindeki bu verimleri kullanan çağdaş sanatçılar bunlardan yeni eserler meydana getirebilirler.
*Halk şiirleri ise ancak güzellik ölçülerine vurulabilir.Çünkü bunlar son tekamülüne ulaşmış olgun sanat eserleridir.Bunlardan yeni sanat eseri meydana getirilemez.Bunlar ancak ilham kaynağı yahut taklit edilecek örnekler olabilir.
*Halk şairi diye gördüğümüz bir çok şairin bazı şiirleri halk şairlerinin eserlerinden ayrılmayacak kadar benzerlikler görülebilir.Mesela Pir Sultan Abdalın,Kul Himmet,Usuli,Seyranî’nin bazı şiirleri böyledir.
*İslam’ın etkisinde Türk edebiyatının Divan ve Tekke edebiyatlarından sonra bir diğer kolu olarak incelenen Halk edebiyatı,Türk edebiyatının en eski ve milli bölümüdür.Çünkü doğrudan doğruya İslam’dan önceki kavmi edebiyatımıza dayanmakta ve en eski gelenekler üstüne kurulmuş bulunmak- tadır.Biçim ,öz ve üslup bakımından ilk devre edebiyatının devamıdır.Zaten milletlerin en eski çağlarında birbirinden ayrılmış zümre edebiyatları mevcut değildir.Çünkü göçebe topluluğunda insanlar kültür ve yaşayış bakımından tek kat üstüne olup sınıflara ayrılmışlardır.Zamanla belirlenen medeniyet,kültür ve yaşayış farklılıkları bazı grup veya zümre edebiyatlarını ortaya çıkartmıştır.
Türkler İslam medeniyetine ve az çok yerleşik kültüre geçmiş olsalar bile,bilhassa uzak köy ve kasabalarda oturan Anadolu halkı eski soy geleneklerini sürdürmüş bu arada sözlü şiir tarzını da İslam töresi içerisinde yaşatmışlardır.
HALK ŞAİRLERİNİN NİTELİKLERİ
Şüphesiz bütün sanatçılar gibi halk şairleri de birbirlerinden ayrı özelliklere sahiptir.Hiçbir şair ötekine tıpa tıp benzemez.Ama çoğu aynı gelenekten yetiştiği için benzeşen yanları çoktur.Bu şairlerin çoğu şiirlerini sazla çalıp söylerler.Kendi şiirleri ile birlikte başka şairlerin parçalarını da söylerler.Bu bakımdan eli kopuzlu eski ozanlara benzerler.O kadar ki halk şairiyle sazını birbirinden ayıramayız. Âşık sazına gözü gibi bakar.”Kel başından korkar Âşık sazından”diye bir söz bile uydurulmuştur.Saz Halk şiirinde o kadar önemli bir semboldür ki yüksek düzeyde bilgi sahibi şairlerle bunları ayırt etmek için birincilere kalem şairleri,ikincilere saz şairleri denmiştir.
Böylece şiirlerini sazla çalıp çağırmak töresi onlara şairlikten başka bestecilik görevi de yükler. Bu törenin tarihi dayanakları araştırılırsa görülür ki ilkel topluluklarda şiir ile musiki birliktedir.Halk şairleri bu eski geleneği sürdürmüşlerdir.O halde halk şairinin sözü kadar ezgisi de kuvvetli olmalıdır. Âşık başka şairlerin parçalarını da besteleyip bunları arzu edilen yerde söyleyebilmelidir.
Halk şairi eserlerini yazı ile değil söz ile yayar.Buda eski göçebe kültürümüzün önemli kişileri olan kam,bagsı ve ozanların töresidir.Böylece hem kendi eserlerini hem de başkasının ürünlerini halka yaymış olurlar.Ancak bu tarzda yayılan şiirlerin sanatçının ağzından çıktığı gibi saklanmayacağı açıktır.Nitekim sazla söylenmiş sözlü parçalar çok defa değişip bozularak milletin folklor hazinesine katılırlar.Bazı meraklı dinleyiciler bu şiirleri Cönk denilen defterlere yazarlar.Ama yinede bunların ilk ve asıl şekillerini kestirmek güçtür.