ANA SAYFA
     YENİ ANKETLER
     FOTOĞRAFLARIMIZ
     ibrahim başak
     KPSS NOTLAR VE ÖZETLER
     ÖDEV ARIYORUM
     => Kurtulus Savasi
     => Cepheler
     => Teknolojik Gelismeler
     => Dunyanin Yedi Harikasi
     => Dunyada Esen Ruzgarlar
     => Dunya gunesin...
     => osmanli da hosgoru
     => Ermeni Meselesi
     => Osmanli Tarihi Kisa Ozet Halinde
     => osmanli sultanlarinin olum nedeni
     => Futbolun kisa tarihcesi
     => Cocuk haklari
     => futbol oyun kurallari
     => futbol
     => volkanik faaliyetler sonucu olusan yersekilleri
     => TÜRKİYE'NİN JEOPOLİTİK, JEOSTRATEJİK VE EKOSTRATEJİK ÖNEMİ
     => Toprak Kirliliğine Sebep Olan Faktörler
     => Pozitif düsüncenin bilimin gelismesine katkilari
     => BİYOLOJİK SAVAS
     => DEPREME KARSİ YAPİLACAK HAZİRLİKLAR
     => Besinler ve Suyun Canlılar için Önemi
     => Elementlerin Hayatimizdaki Onemi Nedir
     => Yeterli ve Dengeli Beslenme
     => Vitaminler ve bulundugu besinler
     => su dongusu
     => madde ve ozellikleri
     => yenilebilir enerji kaynaklari nelerdir
     => sindirim sistemi
     => Peri bacalarinin olusumu
     => egitimde bilgisayar
     => GAP
     => teknoloji ve yeni teknojiler
     => Hicret
     => soguk savas donemi turk dis politikasi
     => protestanlik ve reform onculeri
     => vatandaslik haklari
     => batilasmanin Turkiyede gelisimi
     => koyden kente gocun neden ve sonuclari
     => kimlik
     => su kirliligi
     => Turkiye de Turizm
     => 1.Dunya Savasi ve Osmanli
     => Ataturkun Katildigi Savaslar
     => Malazgirt Meydan Savasi
     => Sakarya Meydan Muharebesi
     => Avrupa toplulugu ve Tarihi Gelisimi
     => Akraba Evliliklerinin Sakincalari
     => Savas-Aclik-israf
     => cografyanin tanimi ve konusu
     => Cocuk Haklarii
     => Demokrasi nedir
     => Dünya ve Evren
     => iletisim teknolojileri
     => Türklerde Demokrasi Anlayışı
     => Toplumsal Alanda Yapılan İnkilaplar
     => Asiretten Cihan Devletine Dogru
     => Genelgeler
     => Milli Savunma
     => Trablusgarp Savasi
     => Dusuncenin Bilimin Gelisimine olan Etkisi
     => Gencligin Korunmasi
     => Mondros Ateskes Antlasmasi
     => Nufus ve Yerlesme
     => Zigguratlar
     => ilkcagda Anadolu Uygarliklari
     => Turklerde Mezar Taslari
     => Turk evinin tarihi gelisimi
     => Karbon 14 Metodu ve Soru isaretleri
     => arkeometri'nin tanimi ve tarihcesi
     => Avrupa Birligi
     => Ucuz Kağıt Yapımı
     => fonksiyonlarına göre şehirler
     => Mahşer ve Hesap Günü
     => Cep telefonsuz hayat düşünemeyenlere
     => Maddelerin yoğunlukları tablo halinde
     => Kitap Okumanın Önemi
     => Tekerleğin Bulunuşu
     => Mondros Mütarekesi
     => Dinimizde Sakınmamız Gereken Kötü Davranışlar
     => Mekke Dünyanın Tam Merkezinde
     => Mors alfabesi
     => Şahmeran Efsanesi
     => Vitray Sanatı
     => Renklerin Anlamı ve Dili
     => Sporun Faydaları
     => Osmanlı Armasının Anlamı
     => Türk futbol Tarihi
     => Avrupa Devlerinin Osmanlıya Yönelik Politikaları
     => Sıfatlar
     => Erozyon Tanımı ve Çeşitleri
     KİTAP ÖZETLERİ
     İZ BIRAKANLAR
     TARİH
     COĞRAFYA
     EDEBİYAT / EDEBİYATÇILAR
     SANAT TARİHİ
     SİYASİ DÜŞÜNCE TARİHİ
     TÜRKÇE / TÜRK DİL BİLGİSİ
     ŞİİRNAME
     ATASÖZLERİ
     FIKRALAR
     ÇOCUK MASALLARI
     TÜRK BÜYÜKLERİ
     TÜRK DESTANLARI
     KEŞİFLER / BULUŞLAR
     MAKALELER
     BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ
     ÖZEL MESAJLAR
     VİDEOLAR
     GÜLMECE
     ÖĞRETMENLERİMİZ İÇİN
     ÇOCUK VE AİLE EĞİTİMİ
     BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR
     SORU BANKASI
     AKTÜEL HABER - YORUM
     SİTENİZİ EKLEYİN
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     Şanlıurfa
     Merkez Yardımcı Köyü"
     EKLENEN DOSYALAR
     Farkı Görebilmek
     Merhamet
     Padişahın Kızına Âşık Çoban‏
     Güzel Gören Güzel Düşünür...
     Unutmak
     Meger Sahipsiz Degilmisiz




“Tefrika girmeden bir millete düşman giremez...Toplu vurdukça sineler onu top sindiremez" - Cocuk Haklarii


            ÇOCUK HAKLARI

            Toplumsal yaşamda bazı gelişmeler öylesine tam olur,bazı haklar öylesine işlerlik kazanır ki zamanla onlardan yararlananlar bile bunları olağan karşılayıp,daha önceleri bu konularda ne denli zorluklarla karşılaşıldığının bilincinde dahi olmayabilirler.Bir toplumun mutluluğu ve refahı ile ilgili olan çocuğun ve çocuk haklarının korunması sorunu,tüm dünyada günümüzün en önemli sorunlarındandır.Bir toplumda çocuklar kötü muamele görmekte,ihmal ve istismar edilmekte ise,o toplumun kültürü geri kalmış bir kültür olarak değerlendirilebilir.Buna karşılık çocuklara değer veren,onlara sağlıklı büyüme ve gelişme olanakları sağlayan toplumlarda ilerlemekte olan bir kültürden söz etmek yanlış olmaz.Çağdaş uygarlığın ve toplumun bu kadar önemli bir unsuru olan çocuğun yetişmesi,bedensel,zihinsel, duygusal,sosyal ve ahlaksal gelişimi ile ilgili önlemlerin alınması yanında onun aile ve toplum içindeki yerini düzenleyen hukuk kurallarına da bağlıdır.Bu kuralların insan onuru,saygınlığı ve özgürlüklerine uygun olmasında,çocuğun olduğu kadar toplumun da yararı vardır.İşte bu nedenledir ki,çocuk eski devirlerden bu yana hukukun ilgilendiği bir varlık olmuştur.Bununla birlikte,çocuk haklarını konu alan ve bunları ulusal ve uluslar arası alanda hukuksal güvenceye kavuşturmayı amaçlayan çocuk hukukunun,yeni bir alan olmasına karşın düşünsel kökenleri oldukça eskidir.Çocuğun bedensel,düşünsel ve ruhsal gelişimi sevgi dolu sıcak bir ortamda yetişmesine bağlıdır.Böyle bir ortamı sağlayansa ailedir.Çocuk bir aile içinde doğar,örf,adet ve geleneklerin etkisi altında büyür ve gelişir.Bu nedenle yüzyıllar boyunca çocuğun korunması aileye ait olmuştur (Akyüz, 2001).

            Çocuk Hukuku dar anlamıyla,ana babanın bu ilk temel görevini,çocuğun da ana babasına karşı haklarını düzenleyen kuralları kapsar.Bu kurallar aynı zamanda çocuğun topluma uyum sağlamasının hukuksal ihtiyacı vardır.Bu yardımı talep etme noktasında devletin çocuğa karşı görevleri başlamıştır.Modern devletin görevi çocuğun güvenliğine özen göstermek bakımından yalnızca ana babayı desteklemek ve denetlemek değildir.Çocukların yetenekleri doğrultusunda gelişmelerini güvence altına almak,onların ekonomik ve sosyal refahını da sağlamak zorundadır.Bunun yanı sıra çocuğun topluma karşı haklarını düzenleyen kurallar da vardır (Akyüz,2001).

            “Çocuk hakları özel hukuk,sosyal hukuk,kamu hukuku ve uluslar arası hukukta yer alan kuralların çocuklara tanıdığı yetkileri kapsar”(Akyüz ,2000:2).

            Çocuk hakları,yetişkinlerin sahip olduğu haklarla iç içedir.Çocuk hakları insanın insan olması nedeniyle bağımsız bir değere,dolayısıyla da doğuştan getirdiği haklara,yani doğal hukuka sahip olduğunu gösterir(Akyüz, 2000).

“Pozitif hukuk açısından bakıldığında çocuk hakları kanunlarda ve uluslar arası sözleşmelerde ayrıntılarıyla düzenlenen,belirli bir güvenceye ve özellikle de yargı organlarınca gerçekleştirilecek koruma yollarına kavuşturulan haklardan oluşur.Çocuk haklarını uluslararası alanda ve devletlerin iç hukuklarında güvenceye almayı amaçlayan ve bir pozitif hukuk metni çocuk haklarına dair sözleşme metnidir”(Akyüz ,2000:3).

            Çocukların yaşatılması,gelişmeleri ve korunmalarının uluslararası düzeyde ele alındığı bildirgeyi imzalayan devlet büyüklerinin arasında genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal de yer alıyordu.1928 yılında Atatürk Çocuk Hakları Bildirgesi’ni imzalamış ve çocuklara verdiği değeri 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı armağan etmiştir.Uluslararası iyi niyetin göstergesi olan bu çalışmalar ne yazık ki 1939 yılında 2.Dünya savaşıyla Milletler Cemiyetinde geçerliliğini yitirmesiyle bildirgenin hiçbir hükmü kalmamıştır.20 Kasım 1959’da Birleşmiş Milletler kurulunda tekrar bir Çocuk Hakları Bildirgesi hazırlanmasına karar verildi.Bu bildirgede çocukların savaşta fiziksel ve ruhsal olarak şiddet ve felaketlere maruz kalmaları sebebiyle doğum öncesi ve sonrasında özel bakım ve korumaya muhtaç oldukları vurgulanarak çocuklar arasında ayrım yapılmaması çocukların gelişmelerini sağlayacak tüm imkan ve olanaklardan yararlandırılmaları doğumdan itibaren bir isme ve milliyete hak kazanmaları ve sosyal güvenlikten yararlanmaları gerekliliğinin altı çiziliyordu.Bu hakları içeren sözleşme metni 20 Kasım 1989 tarihinde tam olarak Birleşmiş Milletlerce kabul edildi.20 Kasım günü tüm dünyada “Çocuk Hakları” günü olarak kutlanmaktadır.Çocuk Haklarına dair sözleşme 14 Eylül 1990 tarihinde Türkiye tarafından imzalanmış,9 Aralık 1994 tarihinde TBMM’nce onaylanmıştır (Akyüz,2000).

            Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin tanıtılması,benimsetilmesi ve uygulanması Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna verilmiştir (Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu,1999:4-5).

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Temel İlkeleri:

            Sözleşmede yer alan 4 hak,çocuklara tanınan diğer bütün hakların kullanılmasında ve devletlere yüklenen görevlerin yerine getirilmesinde göz önünde bulundurulacak temel ilkeler niteliğindedir (Akyüz 2001:9).

 

            A)Ayrımcılığın Önlenmesi:Sözleşmenin 2.maddesine göre taraf devletler,sözleşmede yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa kendilerinin ana babalarının,vasilerinin sahip oldukları ırk,renk,cinsiyet,dil,din,siyasal ya da başka düşünceler doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanırlar ve taahhüt ederler.

            Ayrımcılık,bütün insanların haklara ve özgürlüklere eşit biçimde sahip olmalarını,bu haklardan eşit biçimde yararlanma,her durumda tıpatıp aynı tutumun alınması anlamına gelmez.Dolayısıyla ayrım gözetmeme ilkesi,belirli kesime mensup çocuklara yönelik tutum ve muamelelerde meşru farklılaşmaları ve hak eşitsizliğini düzeltici olumlu eylemleri engellenmez.Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi,kızlara yönelik ayrımcılığa özel bir önem vermekte devletlerden kız çocuklara yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırması için somut önlemler almalarını istemektedir.Komite 1995 yılının Ocak ayında özel olarak kız çocukları gündeme alan bir görüşme yapmış ve bir rapor düzenlemiştir.T.C.Anayasası ve mevzuatı genelde,ayrım gözetmeme ilkesiyle tam bir uyum içindedir.Bununla birlikte ayrım gözetmeme ilkesini tam olarak yerine getirilmesini sağlamak için yasalarda değiştirilmesi gereken kurallar bulunmaktadır.Ayrıca sağlıktan iletişime kadar değişen bazı alanlarda süregelen eşitsizlikler ve temel sosyal hizmetlerin tam olarak sağlanmaması sonucu bazı çocuk grupları ayrımcılığa maruz kalmaktadır(Akyüz, 2001:9).

 

            B)Yaşama ve Gelişme Hakkı:Çocuk haklarına dair sözleşmenin 6.maddesine göre her çocuk yaşama hakkına sahiptir ve devlet çocuğun yaşamını ve gelişimini güvence altına almakla hükümlüdür.Yaşama hakkı başlıca 2 öğeden oluşmaktadır.Bunlardan 1.İnsanın bedeni içinde her türlü dış korkudan uzak yaşayabilmesi hakkıdır.Kişinin bir başkasına hangi sıfat ve amaçla olursa olsun maddi ve manevi işkence etmesi İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Çocuk Hakları sözleşmesi ile yasaklanmıştır (Akyüz,2001).

            Suçluluğu kesinleşmiş olsa bile,beden üzerinde uygulanan cezalar çocuk haklarına kesinlikle aykırıdır.Çocuğun yaşamına ilişkin hakları da yaşama hakkının önemli bir unsurudur.Örneğin çocuğa anne,baba,öğretmen,polis tarafından ruhsal bozucu cezalar verilmesi,ruhsal bütünlüğe ilişkin hakların ihlali olarak nitelendirilmesidir (Akyüz, 2000 :8).

            Çocuğun onur ve saygınlığının korunmasında,en önemli haklardan biridir.Ana-babanın,öğretmenin çocuğu başkalarının yanında gülünç duruma düşürmesi,zor durumda kalması bu hakkın ihlali sayılabilecektir.Yaşama hakkı,Anayasa hukuku açısından temel hakların en önemlisidir.1982 Anayasası “Herkes yaşama hakkına sahiptir” demektedir.

            Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin 6.maddesinde devletlerden çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için “Mümkün olan azami çabayı göstermeleri” istenmektedir.Çocuğu şiddetten ve sömürüden koruyan sözleşme hükümleri de,yaşaması ve azami gelişmesi açısından önemlidir.Çünkü cinsel istismar ve sömürü dahil her türlü şiddet çocuğun gelişmesi üzerinde  olumsuz etkilerde bulunur(Akyüz ,2001:11).

 

            C)Çocuğun Yüksek Yararının(Güvenliğinin) Korunması: “Çocuk Hakları Sözleşmesine göre özel sosyal yardım kuruluşları,mahkemelerde yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde çocuğun yüksek yararı temel düşüncedir.Çocuğun güvenliği somut bir durumda,çocuğun bedensel,zihinsel,duygusal,ahlaksal,sosyal,kültürel,ekonomik ve hukuksal bakımdan korunması ve geliştirilmesidir.Çocuğun maddi,manevi,ekonomik ve hukuksal bakımdan özgürlük ve haysiyet içinde sağlıklı ve dengeli biçimde gelişebilme olanakları verilmiş böylece hakları ve güvenliği korunmuştur.Yüksek yarar ilkesine göre kaynak tahsisinde hem genel devlet bütçesinden hem de yerel bütçeden ödenek ayrılması gerekir.Çocuğun ana babası ve kendisinden hukuken sorumlu diğer kişilerin hak ve ödevlerini göz önünde tutarak gerekli bakım ve korumayı sağlamalıdır.Anne baba tek başına bakım ve koruma sağlayamayabilirler.Ör:Devlet çocuklara,parasız ve zorunlu ilköğretim olanakları sağlar.1982 Anayasası’nda çocukların korunması için uygun önlemler alınması,maddi imkanlardan yoksun yetenekli çocukların öğrenimlerini sürdürmesi için desteklenmesi ,çocukların çalışma koşulları bakımından özel hükümlerle korunmalarını emreden hükümler içermektedir.Medeni kanuna göre ana baba çocuğun güvenliğini sağlamalıdır.Bu görevi yerine getirmemeleri durumunda devlet çocuğu korumak için gerekli önlemleri alacaktır”(Akyüz ,2001 :13).

 

            D)Çocuğun Görüşlerine Saygı Gösterilmesi: “Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin” maddelerinde çocukların ailede,okulda ve toplumsal yaşamda aktif katılımlarını ve kendilerini ilgilendiren kararlarda yer almasını sağlar.Sözleşme çocukların görüşlerini serbestçe ifade edebilmelerine ilişkin herhangi bir yaş sınırı getirmemiştir. Sözleşme çocuklara görüşlerini hiçbir baskı altında kalmadan serbestçe ifade edebilme hakkı tanımıştır.Çocuğun evlat edinilmesinde ya da velayetinin verilmesinde de çocuk söz sahibidir.

            Çocuğun katılım hakkına sahip olduğu ortamlar vardır.Çeşitli düzeylerdeki politikaların belirlenmesine çocuklar katılmalıdır (Akyüz, 2000 :10).

            Çocukların dile getirdikleri şikayetlerin yasal düzenlemelerde,politikalarda,yargı kanallarında dikkate alınmalıdır.Aile ortamında ise çocuğun alınan kararlara katılımı sağlanmalıdır.

            Çocuk Eğitiminin amaçlarından biri de doğal çevreye saygısının geliştirilmesidir. Öğrenciler günlük hayatta medyayla ilişkiye geçip onu kullanabilecek biçimde geliştirilmelidir.Çocuğun okulda herhangi bir idari süreç ya da disiplin kovuşturmasında,başarı değerlendirilmesinde çocuğun görüşlerini serbestçe açıklayabilmesi hakkını kullanmasına imkan sağlanmalıdır.Çocuğun okul ortamında görüşlerinin dikkate alınması ile ilgili olarak Milli Eğitim mevzuatında en önemli gelişme 23 Eylül 1998 tarihli Eğitim Bölgeleri ve Eğitim Kurulları Yönergesi’dir”(Akyüz , 2001 :14).

            “Çocuğun en temel haklarından biri de Eğitim Hakkıdır.UNİCEF’in 1999 raporunda belirttiği gibi okuma yazma bilmeme çok ciddi sorunlara neden olmaktadır.Kız çocukların okullaşma oranındaki 10 puanlık artış sonunda bebek ölüm hızı binde 4,1 azalmaktadır.Şu halde çocuğun en temel hakkı olan yaşama hakkı ile eğitim hakkı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır.Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 28.maddesi,çocukların eğitim hakkına tanımakta,devletler çocuklara ücretsiz zorunlu temel eğitim sağlamak,ortaöğretimi genel ve mesleki tüm çocuklara açık bulundurmakla yükümlüdür.”( Polat ,2003:1).

            “Çocuk Haklarına dair sözleşmede Türkiye’de insanların 18 yaşına kadar çocuk kabul edildiklerini,ancak çalışma yaşının bazı durumlarda 12’ye kadar düşürüldüğü görülmektedir.Sağlıklı bireyler yetiştirmenin iş dünyasını ve toplumun geleceğini güvence altına almanın temel koşulu zorunlu olan temel eğitim süresini 11 yıla uzatmakla birlikte meslek standartlarını belirlemek ve mesleki eğitimi nitelikli hale getirmek gerekir ” Polat,2003:1).

“Çocuk istismarı da çalışan çocukların hakları kadar önemli bir konudur.Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 19.maddesine göre çocuğun yetiştirilmesinden sorumlu olanlar,bu haklarını çocuklara zarar verecek şekilde kullanamazlar.Devlet,çocuğun istismarını önlemek,bu istismara maruz kalan çocukların tedavisini amaçlayan sosyal programlar hazırlamakla yükümlüdür”(Aral,2001:36).

 

ÇOCUK HAKLARI AÇISINDAN TÜRKİYE’DE ÇOCUK OLGUSU

            Türk toplumundaki çocuk olgusu konusunda geleneksel değerlerle toplumsal gerçekliğin aynı ölçüde paralel gelişmediği gözlenmektedir.Manevi değerlerin önüne geçildiği oranda çocuğun istem dışı hayata zorlandığı görülür.Bu açıdan Türkiye’de çocuk ve çocuğun pek iç açıcı olmayan toplumsal bir gerçekliğe tanık olunmaktadır.Türkiye’de güç koşullar altında yaşayan çocuklar vardır(Doğan ,2001:54).

·        12-14 yaş arası 2784239 çocuktan %21,96’sı çalışmaktadır.Bu toplam nüfusun %4,3’ünü oluşturmaktadır.

·        15-18 yaş arası 5 milyon 372 bin 624 çocuktan %39,72’si çalışmaktadır.

Çocukların dörtte üçü ev işlerinde çalışmaktadırlar.Türkiye ortalaması %62 düzeyindedir.

            Sokak çocukları ülkemizin iç acıtıcı sorunlarından biridir.Sadece İstanbul’da 20 bin dolayında sokak çocuğu bulunmaktadır.Türkiye genelinde bu rakam 80 bin dolayındadır.Sokak çocuklarının tamamına yakınını erkek çocukları meydana getirmektedir.Bu çocukların ailelerinin sosyo ekonomik durumu oldukça düşüktür.Türkiye’de sokak çocuklarının kurtuluşunu sağlamayı amaçlayan bir kuruluş bulunmaktadır.Bunların başında ise Sokak Çocukları Rehabilitasyon Merkezi bulunmaktadır (Doğan,2001:56).

 

ÇOCUK HAKLARI KONUSUNDA YAPILAN BAZI ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR

            “Dünya Savaşı’nın sonunda Avrupa’da çocukların korunması sorunu önem kazanınca,1920’de Cenevre’de “Uluslar Arası Çocuklara Yardım Birliği” adında özel bir örgüt kurulmuştur.Bu örgüt,1923 yılında “Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesini” yayınlamıştır. Bu bildirge, “Dünyadaki bütün çocuklara asgari bir özen gösterilmelidir” ilkesini esas almıştır.Uluslararası yardım birliğinin çabaları sonucu milletler cemiyeti “Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi” adı altında bir bildirge yayınlamayı kabul etmiştir”(Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme,1999:7).

            Daha sonra 20 Kasım 1959’da Çocuk Hakları Bildirgesi hazırlanmıştır.Bildirgenin ön sözünde çocuğun fiziksel ve zihinsel açıdan olgunlaşmamış olması nedeniyle,hem doğumdan önce hem de sonra özel bakıma ve korunmaya gereksinim duyduğu bireyler ile grupların yasal diğer yöntemlerle çocuk haklarının sağlanması için çaba göstermeleri gerektiği belirtilerek insanlığın çocuğa herşeyin en iyisini vermekle yükümlü olduğu açıklanmıştır.Bu bildirgenin ardından Türkiye’deki çocuklar için 28 Haziran 1963’de Unesco Türkiye Milli Komisyonu genel kurulu Türk Çocuk hakları bildirgesi hazırlanmıştır(Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme).

            20 Kasım 1989’da hazırlanan Çocuk Haklarına dair B.M. sözleşmesi’nin kökenleri 1924 Cenevre Çocuk Hakları bildirgesiyle 1959 B.M. Çocuk Hakları Bildirgesine dayanır.Bu sözleşme dünya çocuklarının “insan hakları yasası” sayılmaktadır(Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme,1999:7).

            Çocuk Haklarına dair sözleşmenin B.M. genel kurulunda kabulünden yaklaşık 1 yıl sonra 29-30 Eylül 1990 tarihinde New York’ta B.M. genel merkezinde “Çocuklar İçin Dünya Zirvesi” gerçekleştirilmiştir.Zirve sonucunda “çocukların yaşatılmaları,korunmaları, geliştirilmelerine ilişkin dünya bildirgesi” ile  “ dünya bildirgesinin uygulanması için faaliyet alanı benimsemiştir.Türkiye 1993 yılında ilgili tüm sektörlerin katılımı ile,çocukların yaşatılması,geliştirilmesi ve korunmasına ilişkin çocuklara yönelik ulusal faaliyet programını hazırlamış ve program ulusal düzeyde uygulamaya koyulmuştur.Hazırlanan Ulusal program,1995 yılında sektörlere tekrar gözden geçirilerek ülke koşul ve gereksinimlerine göre güncelleştirilmiştir(Türkiye’de Anne ve Çocukların Durum Analizi,1996:56-57).

 

 

 

                                                               KAYNAKÇA

 

 

AKYÜZ,Emine (2000)Ulusal ve Uluslararası Hukukta Çocuk Haklarının ve Güvenliğinin                        Korunması.  Ankara İnsan Hakları Eğitim Dizisi Milli Eğitim Basımevi ss.2-10

 

AKYÜZ,Emine (2001) ‘Çocuk Hakları Sözleşmesinin Temel İlkeleri Işığında Çocuğun Eğitim Hakkı’ M.E.B. Eğitim Sanat Kültür S.151, ss. 9-36

 

ARAL,Neriman (2001) “Çocuk Hakları Çerçevesinde Çocuk İhmal ve İstismarı”M.E.B.Eğitim Sanat Kültür s151  ss.30-36

 

DOĞAN,İsmail  2001 “Çocuk Hakları Açısından Türkiye’de Çocuk Olgusu” M.E.B.Eğitim Sanat Kültür s 151 ss.54-56

 

1996 Türkiye’de Anne ve Çocukların Durum Analizi,T.C. Hükümeti Unıcef  İşbirliği Programı  Ankara Sektörlerarası Çocuk Kurulu Yönetimi ss.56-57 

 

POLAT,Oğuz  2003  “Özel Korunma Tedbirlerine İhtiyaç Duyan Çocuklar”Çocuk Forumu Dergisi  Cilt 6 ,   s  3  ss.1

 

1999 Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme Ulusal İlk Rapor  Ankara Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ss.4-7

 

 

 

 


www.HalilAlpaslan.COM http://www.ders.org/toplist/



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol