ANA SAYFA
     YENİ ANKETLER
     FOTOĞRAFLARIMIZ
     ibrahim başak
     KPSS NOTLAR VE ÖZETLER
     ÖDEV ARIYORUM
     KİTAP ÖZETLERİ
     İZ BIRAKANLAR
     TARİH
     COĞRAFYA
     EDEBİYAT / EDEBİYATÇILAR
     SANAT TARİHİ
     => Paleolotik Çağ Sanatı
     => Mezolitik Çağ Sanatı
     => Neolitik Çağ Sanatı
     => Kalkolitik Çağ Sanatı
     => Tunç Dönemi Sanatı
     => Mısır Sanatı
     => Mezopotamya Sanatı
     => Anadolu uygarlığı
     => Yunan Sanatı
     => Roma Sanatı
     => Büyük Selçuklu Sanatı
     => Türkiye Selçuklu Sanatı
     => Orta Çağ Sanatı
     => Bizans Sanatı
     => Roma Sanatı 2
     => Rönesans Sanatı
     SİYASİ DÜŞÜNCE TARİHİ
     TÜRKÇE / TÜRK DİL BİLGİSİ
     ŞİİRNAME
     ATASÖZLERİ
     FIKRALAR
     ÇOCUK MASALLARI
     TÜRK BÜYÜKLERİ
     TÜRK DESTANLARI
     KEŞİFLER / BULUŞLAR
     MAKALELER
     BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ
     ÖZEL MESAJLAR
     VİDEOLAR
     GÜLMECE
     ÖĞRETMENLERİMİZ İÇİN
     ÇOCUK VE AİLE EĞİTİMİ
     BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR
     SORU BANKASI
     AKTÜEL HABER - YORUM
     SİTENİZİ EKLEYİN
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     Şanlıurfa
     Merkez Yardımcı Köyü"
     EKLENEN DOSYALAR
     Farkı Görebilmek
     Merhamet
     Padişahın Kızına Âşık Çoban‏
     Güzel Gören Güzel Düşünür...
     Unutmak
     Meger Sahipsiz Degilmisiz




“Tefrika girmeden bir millete düşman giremez...Toplu vurdukça sineler onu top sindiremez" - Bizans Sanatı


BİZANS SANATI

            Bizans’ta Güzel sanatlar bağımlı idi. Halbuki, Hellada’da ( eski Yunan ) güzel sanatlar; tamamiyle özgür ve bağımsızdı. Sanatçı neyi yapmak istemişse rahatça ve serbestçe yapmıştı. Hellada’da güzel sanatlar; oradaki sanatçıların duygu ve düşüncelerinin emrettiği ve ileri sürdüğü herşeyi yapmak gücüne sahipti.

            Bizans’ta ise güzel sanatlar kiliseye, Din’e ve dinsel inançlara bağlıydı; dinin ve din adamlarının emri altındaydı.

KİLİSE MİMARİSİ

            Bizans sanatının en güzel eserleri kiliselerdir. Özellikle Erken Bizans döneminde en yaygın kilise tipi bazilikalardır.

            Kökeni Roma İmparatorluğuna dayanan bazilikaların aslı bir çarşı, toplantı, mahkeme yeridir. Burada davalara bakan hakim yerine İsa kavramını yerleştiren Bizanslılar, Hristiyan inancına uyarladıkları bu plandan ilk kiliselerini yaptılar.

BAZİLİKA: İçi iki sıra sütun dizisiyle üç nefe ( bölüme ) ayrılmış, orta nef yan neflere göre daha geniş olan, dikdörtgen biçimindeki yapılardır, ( kiliselerdir. ) Doğu ucunda ana kütleden dışarı taşan yarım daire biçiminde bir apsis, batı ucunda ise narteks denen bir hol bulunur. Narteksin iki yanındaki merdivenlerden yan neflerin üzerinde uzanan ve kadınlara ayrılmış olan galerilere çıkılır. Bu kilisenin tipik örneklerinden birisi İstanbul’un İmrahor semtindedir. Bugün İlyas Bey Camii adıyla bilinen yapı 461 yılında yapılan Studios Manastırı kilisesidir. 1486 yılında ilyas Bey tarafından Camii’ye çevrilmiştir.

1.       MERKEZİ PLAN( ROTUNDA PLAN) : Merkezi planlı, üzeri kubbe ile örtülü kare, dikdörtgen, altıgen, sekizgen, çokgen veya daire şeklinde olan yapılara rotunda denir. Türbe ve vaftizhane yapılarında rotunda planı uygulanmıştır.

Kilise mimarisinde bazilikadan sonra uygulanan yapı tipidir. Bu yapılarda, yuvarlak ana mekan bütün yapıyı kaplayan bir kubbeyle örtülmüştür. Bu tipin en güzel örneklerinden birisi İstanbul’da KÜÇÜK AYASOFYA adını taşıyan eski SERGİOS ve BAKCHOS KİLİSESİ’DİR.

2.       KUBBELİ BAZİLİKALAR VE AYASOFYA : 

Merkezi plan ve bazilika tipinin birleşmesinden yeni bir mekan tasarımına

Ulaşılmış ve kubbeli bazilika ortaya çıkmıştır. En görkemli örneği İSTANBUL’DAKİ AYASOFYA’dır.

AYASOFYA: Mimarları Tralles’li Anthemios, Miletli İsidoros’dur. 40 pencerenin yer aldığı dev kubbe 33m.  çapında, yerden yüksekliği ise 55 m. dir. Mermer levha ve mozaik süslemelerinde kendini gösteren görkemli iç donanımın yanı sıra iç mekandaki uyum kilisenin Dünyanın harikaları arasında tanımlanmasına yol açmıştır.Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u almasıyla camiiye dönüştürülen yapıya dört minare eklenmiştir. 1934 yılından itibaren müze olarak kullanılmaya başlanmıştır.

YUNAN HAÇI PLANLI KİLİSELER : Bizans sanatının büyük ölçüde kilisenin denetimi altına girdiği dönemde ( Orta Bizans Devri ) en yaygın mimari planı Yunan Haçıdır. Bu kiliselerde, biri daha uzun olmak üzere dört kollu bir haçı andıran iç mekanın ortasında bir kubbe bulunur. Yunan haçı planının bütün özelliklerini bugün Bodrum Camii adıyla anılan MYRELAİON (Miralion) MANASTIR kilisesinde, Molla Gürani ( Vefa Kilisesi ) Camii ( Teodoros kilisesi ) de Eski İmaret Camii ( pantepoptes Manastırı kilisesi ), Zeyrek Camii ( Pantakrator Manastırı kilisesi )’ni verebiliriz.

DEHLİZLİ PLAN:  Son Bizans devri mimarisinde görülür. Yunan haçlı kiliselerden payeleri arasında çifte sütun bulunmasıyla ayrılır. Örnek: Koca Mustafa Camii ( Hagios Andreos Manastırı) Feneri İsa Camii (Lips Manastırı kilisesi )Pethıya Camii (Pammakaristos kilisesi)Bunlardan başka sekiz dayanaklı ve yonca planlı kiliselerde görülmektedir.

SU TESİSLERİ

            Şehirlerin su ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan tesislerdir. Bizans döneminde yapılan en önemli su tesisleri şunlardır:

-          Bozdoğan Su Kemeri: Valens kemeri diye bilinir. Kara kemer, Balı kemer, Viran kemer, Kalfaköy, Uzun kemer, Kovuk kemer ... vb.

ÜSTÜ KAPALI SARNIÇLAR

            YEREBATAN SARAYI SARNICI : Bilinen sarnıçların en büyüğüdür. ( 140X700m ) içinde 12 sütun dizisi, her dizide 28 sütun vardır.

            Binbirdirek Sarnıcı ise 224 sütunludur.( 54X56 m. )

1)         ÜSTÜ AÇIK SARNIÇLAR

-          Sultan Selim Camii yanında ( 152X152X10 ) Aspar su sarnıcı

-          Karagümrük’te ( 244X85X15 ) Ateus açık su haznesi

-          Çapa’da ( 170X144X12 )

2)         SURLAR

a) Eyalet Surları      b) Şehir Surları şeklindedir.

Eyalet surlarına Anastasius Surları örnek olarak verilebilir. Siliuri’nin batısından başlar, Karadeniz’e kadar uzanır. Şehir surlarına örnek olarak İstanbul Surlarını verebiliriz.

BİZANS MESKEN MİMARİSİ

Evler: yeterince incelenmemiş bir konu olan Bizans evlerinin çift katlı olduğu, taştan yapılma alt kat üzerinde ahşap bir üst kat olduğu Güney Doğu Anadolu’daki bazı kalıntılardan anlaşılmıştır.

SARAYLAR: Sivil yapılar, dinsel yapılar kadar iyi korunamamıştır. Bizans saraylarının en ünlüsü zamanında bir köşkler komplexi olan büyük saraylardır.

BÜYÜK SARAY : Bu saray topluluğu İstanbul’da Sultan Ahmet Meydanından başlayarak, Marmara kıyısına kadar uzanan bir alanı içine alıyordu.

TEKFUR SARAYI: Edirne kapıda, surların haliçe bakan yamaçlarında inşa edilmiştir.

Nif ya da Laskarisler Sarayı ise İzmir yakınlarındadır.  

“ Saraylar geniş bir arazi üzerindeki muhafız odaları, mekanlar, salonlar, daireler, kiliseler ve şapellerden oluşan bir kompleks şeklindeydi. Sarayın duvarları ve zeminleri resim ve mozaiklerle süslenirdi. “

BİZANS DÖNEMİNDEN KALAN İSTANBUL’DAKİ DİKİLİTAŞ VE ANITLAR

Çemberlitaş : Anıt, mermer bir kaide üzerine oturtulmuştur. En üstünde sütun başlığı olduğu sanılmaktadır. MS. 4. YY. DA diktirilen anıtın en üstünde İmp. Konstantin’in bir heykeli bulunuyordu. Doğuya dönük güneşi selamlar durumdaydı. Bir yıldırım sonucunda yok olmuştur. Daha sonra yerine altından bir haç konulmuşsa da bu da yıldırım sonucunda yok olmuştur.

GATLAR ANITI : Gülhane parkının sarayburnu tarafındadır. Kaide üzerinde sütun ve korint sütun başlığı bulunmaktadır.

TEODOSİUS ANITI : Bayezid meydanındadır.

ARKADİUS SÜTUNU : Yedikule de dikili olduğu bilinen bu anıt da bugün ayakta değildir.

KIZ TAŞI ( MARKİANUS ANITI ) : Fatih’dedir.

DİKİLİTAŞ ( OBELİSK ) : Mısırdan getirtilmiştir. Pembe granittir. Dört tarafı kabartmalarla süslü mermer bir kaide üzerinde oturtulmuştur. (Hipodrum’dadır. )

YILANLI ( BURMALI ) SÜTUN : 3 yılan gövdesinin birbirine dolanması ile oluşmuştur. ( hipodrum’dadır. ) Tunçdandır.

YURDUMUZDAKİ DİĞER BİZANS DÖNEMİNE AİT DİNİ YAPILAR

            Yalova ( Karakilise ), İznik ( Ayasofya ), Efes ( çifte kilise, Yuhanna kilisesi, Yedi Uyurlar Mağarası ), Pamukkale ( hieropolis ), Uşak Selçikler köyü yakınındaki dini yapılar kompleksi, Sart’ta ki yapılar, Demre ( Aziz Nikolaos )’a adanan kilise, Antalya ( Korkut Camii ), Alanya ( Havariler kilisesi ), Karaman ( Binbir kilise adıyla anılan 20 kadar yapı ), Göreme Vadisi ( bazı kaynaklar o dönemde vadide 360 kilise kurulduğundan söz eder. ), Trabzon ( Ayasofya, Ortahisar Camii, Küçük Ayvasıl, Büyük Ayvasıl Camiileri, Yeni Cuma Camii ) yine Trabzon çevresinde pek çok manastır vardır. ( Sumela Manastırı, Vazelon, Kaymaklı, Kızlar Manastırı... vb. )

BİZANS HEYKELTRAŞLIĞI
Hristiyanlığın kabulünden sonra heykel sanatı önemini yitirmiştir. Bizans’ta heykel sanatı ihmal edilmiş, hatta tamamıyla terk olunmuştur. Bizans’a geçiş ve ilk Bizans devirlerinde az da olsa bir takım heykeller yapılmış, bu devrin sonlarına doğru tümüyle kaybolmuştur. İkonoklast ( ikona kırıcılığı ) devrinde heykel yapımı yasaklanmıştır.
İkona : Bizans’ta ve Ortodoks inancında özel bir yeri olan ikonolar tahta pano üzerine tutkal, boya veya mum cilayla resmediliyordu.
Meryem, İsa ya da havarilerden birinin ikonası Ortodokslar tarafından Tanrı katında aracı olarak kabul ediliyordu. Bizans İmp. Da hemen her evde bir ikona köşesi vardı. İkona tutkusunun bir tür görüntüye tapınma olayına dönüşmesi üzerine ikona kırıcılık hareketi başlatıldı. ( 726-842 ) Bu nedenle günümüze ulaşan ikona sayısı azdır.

 

BİZANS RESİM SANATI
Bizans sanatında Resim, ( mozaik ve freskler ) gelişmiştir. Mozaik ıslak sıva üzerine gömülen tavla zarı büyüklüğündeki taş ve  camlardan yapılmakta, yapıların duvarlarında, kemer, tonoz, kubbe ve zeminlerde kullanılmaktaydı.
Orta Bizans devri mozaiklerinde görülen önemli özellikler şunlardır:

-          Figürler keskin konturlarla belirtilmiştir.

-          Katı bir anlatım vardır.

-          Işık gölge kontrastı zayıflamıştı.

-          Anlatım yüzeyselleşmiştir.

-          Renkler koyudur.

-          İsa asık yüzlüdür. Dinsel baskının ağırlığı duyulmaktadır.

 

Son Bizans döneminde kilisenin sanat üzerindeki baskısı hafifleyince eskiye dönülmüş, klâsik sanat gelenekleri uygulanmaya başlanmıştır.

KAROLENJ MİMARİ

            Karolenj mimarisi çağının başta gelen sanatıydı. Amacı krallığın ileri gelenlerinin en büyük özlemlerini gerçekleştirmekti.

            Karolenj dönemi mimari eserleriyle Antikçağ mimari biçimleri; özellikle rotonda ve bazilika yeniden canlandırıldı. Karolenj mimarları bu yapılara yeni bir görünüş kazandırdılar ve bunları yeni bütünlerle birleştirdiler; Rotondalar kule haline geldi. Bir Manastırın ana kilisesinin etrafını çeviren yapılarda gitgide bütünleşen bir yapılanmaya önem verildi.

            Karolenj sanatından bize kalmış olan en değerli esrler içinde o döneme ait olan el yazmaları içindeki resimlerdir.

            Karolenj İmp. 10. yy. da ikiye bölünmüş, doğu kısmı Kral Büyük Otto’nun yönetimine geçmiştir. Yeni bir döneme sahne olan bu sanata Otto sanatı adı verilir.

Otto sanatının tartışılmaz eseri 11. yy. başında inşa edilen Hildesheim’daki Saint Michail Manastırıdır. Bu kilisede bazilika planı uygulanmıştır. Geç Roma ve Bizans’a dayanan bazikal plan şu şekildir; Uzunlamasına bir ana mekan, sütunlara dayanan kemerlerle yan neflere açılır. Ana mekan ( Orta Nef ) da girişin karşısındaki duvar yarım daire biçiminde dışarı taşırılmıştır. Dini törenlerin yapıldığı, İlahilerin okunduğu bu bölüme “ APSİS “ adı verilir. Apsis yönünde nefleri dik olarak kesen uzun bir mekan daha vardır. Kral galerisinin ve kilise orgunun bulunduğu bu mekana “ TRANSEPT “ denir.

Bu dönemde “ Minyatür “ adı verilen kitap resmi de yaygınlık kazanmıştır. Bu dönemin minyatür sanatına örnek olarak Bamberg İncil’inde yer alan Adem ve Havva kompozisyonunu verebiliriz. Bu minyatürde Adem ile Havva’nın yaratılışından, Şeytana uyup yasak meyveyi yemelerine, cennetten kovulmalarına ve yeryüzünde çileli bir hayat sürmelerine kadar geçen olaylar anlatılmaktadır. Basit ve şematik bir anlatım söz konusudur.

Sosyal Bilgiler Öğretmeni İbrahim Başak (Kervanci63)


www.HalilAlpaslan.COM http://www.ders.org/toplist/



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol