ANA SAYFA
     YENİ ANKETLER
     FOTOĞRAFLARIMIZ
     ibrahim başak
     KPSS NOTLAR VE ÖZETLER
     ÖDEV ARIYORUM
     KİTAP ÖZETLERİ
     İZ BIRAKANLAR
     TARİH
     COĞRAFYA
     EDEBİYAT / EDEBİYATÇILAR
     SANAT TARİHİ
     => Paleolotik Çağ Sanatı
     => Mezolitik Çağ Sanatı
     => Neolitik Çağ Sanatı
     => Kalkolitik Çağ Sanatı
     => Tunç Dönemi Sanatı
     => Mısır Sanatı
     => Mezopotamya Sanatı
     => Anadolu uygarlığı
     => Yunan Sanatı
     => Roma Sanatı
     => Büyük Selçuklu Sanatı
     => Türkiye Selçuklu Sanatı
     => Orta Çağ Sanatı
     => Bizans Sanatı
     => Roma Sanatı 2
     => Rönesans Sanatı
     SİYASİ DÜŞÜNCE TARİHİ
     TÜRKÇE / TÜRK DİL BİLGİSİ
     ŞİİRNAME
     ATASÖZLERİ
     FIKRALAR
     ÇOCUK MASALLARI
     TÜRK BÜYÜKLERİ
     TÜRK DESTANLARI
     KEŞİFLER / BULUŞLAR
     MAKALELER
     BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ
     ÖZEL MESAJLAR
     VİDEOLAR
     GÜLMECE
     ÖĞRETMENLERİMİZ İÇİN
     ÇOCUK VE AİLE EĞİTİMİ
     BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR
     SORU BANKASI
     AKTÜEL HABER - YORUM
     SİTENİZİ EKLEYİN
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     Şanlıurfa
     Merkez Yardımcı Köyü"
     EKLENEN DOSYALAR
     Farkı Görebilmek
     Merhamet
     Padişahın Kızına Âşık Çoban‏
     Güzel Gören Güzel Düşünür...
     Unutmak
     Meger Sahipsiz Degilmisiz




“Tefrika girmeden bir millete düşman giremez...Toplu vurdukça sineler onu top sindiremez" - Rönesans Sanatı


RÖNESANS SANATI

            Rönesans “ yeniden doğuş “ demek olup uzun süre devam eden bir sanat devrine isim olmuştur. Rönesans sanat ve kültürü İtalya’da Floransa şehrinde doğmuştur.

            Rönesans Ortaçağın skolastik düşünüşüne, yani dini dünya görüşüne karşı gelmedir. Ortaçağ düşünüşünde yalnız öteki dünya merkez yapılıyor, yalnız Tanrı ve Din yaşama nedeni olarak kabul ediliyordu. Bu dönemde insanın hiçbir değeri yoktu. Bu nedenle Ortaçağ Sanat eserlerinde kişilik aramak söz konusu değildi. Sanatçı eserinin altına imza atmazdı. Her şey Tanrı tarafından insana yaptırıldığına göre sanatçının bu eserde büyük bir rolü olmadığına inanılıyordu.

            Halbuki Rönesans’ta dini konularda bile ilgi merkezi insan olmuştur. Rönesans Sanatında sanatçının kişiliği söz konusudur. Rönesans hakkında geniş araştırmalar yapan Burchart “ Rönesans insanın yeniden keşfedilmesidir. “ der.

            Bu devirde sanat eserlerinin ortaya çıkış kanunları araştırılmış, sanat eserinin bilinçli yollardan geçerek yapılması görüşü kuvvet kazanmıştır. Doğa incelenmesini esas alan temel düşünce ve ideal değerlere önem verme, araştırmaya olan inancı artırmıştır.

            Rönesans, dini inançlara insanın ilk kez kendi kişisel düşüncesi ile karşı çıktığı çağdır.

            Rönesans Sanatında Eski Yunan ve Roma’ya dönüş görülür. Fakat Rönesans Sanatçıları Eski Yunan ve Roma Sanatlarını yeniden canlandırmayı düşünmemişlerdir. Bu sanatlardan esinlenerek tamamen bağımsız olarak eserlerini ortaya koymuşlardır.

            Rönesans Eski Yunan ve Roma Sanatı unsurlarının değişik şekillerde birleştirilmesiyle meydana gelmiş yeni bir üsluptur.

            Rönesans’ta Eski Yunan Heykelleri dikkatle incelendiği gibi insan anatomisi, bilimsel perspektif ve Sanat teorileri ortaya konmuştur.

            İtalyan Rönesans’ı klâsik geleneğin canlandırılmasına dayanıyordu. Bunun için antik kaynakların incelenmesi gerekiyordu. Böylece Edebiyat, Bilim ve Felsefe alanında uyanışlar başladı. Sis perdesi dağılmaya başlamış, akıl öne çıkmıştı. Dünya artık soyut imgeler bütünü değil, somut bir bilgi nesnesi olarak algılanacaktı. Dünyayı somut olarak algılayanlar, bilgiye ulaşmak için bilime ihtiyaç duyacaklardı.

            Bu dönemde Fransa’nın Yüz yıl savaşları yüzünden zayıf düşmesinin etkisiyle iki merkez öne çıktı; İtalya, ........?

            İtalya’nın bu dönemde parçalı bir durumda olması Rönesans’ın ortaya çıkmasını kolaylaştırmıştır. Ekonomik alanda iyice güçlenen İtalyan prenslikleri kültür alanında inatçı bir rekabete girmişlerdir. Floransa’da Mediciler ( Giuliano Medici ), Napoli’de Aragonlar, Milano’da Sforzalar, Ferrara’da Esteler, Mantoua’da Gonzagalar, Urbino’da Montefeltrolar ünlü sanatçıları saraylarına çekebilmek için birbiriyle yarışıyordu.

            Zenginliklerinin bir kanıtı olarak, aslında insanın büyüklüğünün kanıtı olarak paha biçilmez sanat eserlerini birarada toplayarak, güzelliğe tapınmaya adanmış “ müze “ fikrini ortaya çıkardılar.

            Gerçekten de Rönesans Sanatının yükselişi zengin burjuvaların ve entellektüellerin desteğiyle gerçekleşiyordu. Ancak bu durum Rönesans Sanatıyla kitleler arasında bir mesafe oluşmasına neden oldu. Saraylara çekilen sanatçılar seslerini kitlelere duyuramıyorlardı. Sanatın her türlü ruhani ve dünyevi kaygıdan kurtulmasıyla da, giderek seslerini duyurmak gibi kaygıları kalmadı. Bu durum sanatçının daha serbest hareket etmesini sağladı. Gidebildiği yere kadar giden sanatçı klâsik dönemin ürünlerini kendi çağına taşırken, o dönemin düşüncesinin kapılarını da aralamış oldu.

            Rönesans’ta dini konuların dışına çıkılıyor, dünyevi konular önem kazanıyor. Ortaçağın metafizik anlayışına karşılık, gerçekçilik, doğaya ve insana yönelme görülür. İnsanlığın yönünü gökten, kendi geçmişine çevirmişlerdir. Portre ve doğa gerçekçi bir gözle inceleniyor, Gotik unsurlar tamamen terkediliyor. Bazilika sistemi yerine merkezi kubbe sistemli kiliseler önem kazanıyor.

            Rönesans Sanatının devirlerini iki bölüm halinde inceliyoruz:

  1. 1350-1500      ( ProtoRönesans-İlkRönesans )
  2. 1500-1540      ( Yüksek Rönesans )

İLK RÖNESANS

            En önemli sanatçısı MİMAR FLİPPO BRUNELLESHCİ’ dir. Rönesans’ın gerçek kurucusu olarak bilinir. Kendisi Eski Yunan yapı şekillerini yeniden canlandıran ilk sanatçıdır. Heykeltraş, Mimar, Mühendis, ve Matematikçidir. En önemli eserleri YOKSULLAR HASTANESİ – PAZZİ ŞAPELİ – FLORANSA KATEDRALİ – SAN LORENZO KİLİSESİ. ( 1377-1447 )

14. YY. İTALYAN RESİM SANATI : Bu dönem resim sanatının en önemli sanatçısı Floransa Okulunun en önemli sanatçısı GİOTTO’dur. Floransa okulunun kurucusu olan CİMABUE’nin keşfettiği bir ressamdır.

            Giotto;

q       Floransa’da başlayan hümanist anlayışı benimsemiş, yaratıcılığı ile Rönesans resim sanatının kurallarını saptamıştır.

q       Bu kurallar kompozisyon-mekan ( uzam )-perspektif-anatomi-psikolojik anlatım’dır.

q       İtalyan resim Sanatını Bizans mozaik Sanatının etkisinden kurtarmış, bir canlılık getirmiştir.

q       Resimde anlatılanlar bir sahne içinde canlandırılmış ( mekan ), resim yüzeysellikten kurtulup üçüncü boyut kazanmıştır.

q       Giotto resmin babası kabul edilir. Yenilerin ilkidir.

q       Figürlerine gerçek varlıkların özelliklerini ve hacimlerini katmıştır.

q       Figürler artık yer dolduruyor, ayakları yere basıyor, kendi ağırlıklarını taşıyor.

q       Aynı mekanda bir çok figür farklı yönlerden resmediliyor.

q       Giotto’nun tüm resimleri insan üzerinde bir vaaz etkisi uyandırmaktadır.

q       En önemli eserleri; Ağıt, mezara gömülüş, Yahya’nın doğuşu konulu freskolarıdır.

-          14. yy. İtalyan resim Sanatının diğer önemli bir okulu SİENA OKULUDUR. Önemli ressamları Simone, Martini, Duccio, Lorinzetto kardeşlerdir.

 

15. YY. İTALYAN RESİM SANATI:

-          En önemli sanatçısı : MASACCİO

-          Resimlerin çizgi perspektifi ile üç boyutlu bir mekan elde etmiştir.

-          Resimlerinde ilk kez hava perspektifini kullanmıştır.

-          Antikiteden bu yana unutulan insan vücudunu ilk kez çıplak olarak göstermiştir. ( Cennetten Kovuluş adlı freskoda Adem ile Havva çıplak olarak gösterilmiş, vücut anatomileri kuvvetle belirtilmiştir.

 

15. yy. Floransa resminin güçlü ustalarından biri de SANDRO BOTTİCELLİ DİR.

 

ü       Zengin hayal gücü ve şair duyarlılığı ile resimlerinde özel bir anlatıma ulaşmıştır.

ü       Çeşitli konuları ele alarak bunlara kendine göre bir anlam vererek canlandırmıştır.

ü       Mitolojik-Hristiyanlıkla ilgili konular-portreler işlediği temalar arasındadır.

ü       En önemli eserleri; İLKBAHAR-VENÜSÜN DOĞUŞU-MERYEM’E TAPINMA.

15. yy. Mimarisinin en önemli ismi ise BRAMANTE’ dir.

16. YY. YÜKSEK RÖNESANS İTALYAN SANATI ( ROMA OKULU )

            Rönesans 15. yy. da Medici ailesinin yönettiği Floransa kentinde en güçlü dönemini yaşamıştır.

            Leonardo da Vinci, Michellangelo, Raffaello gibi dünyanın üç devi, dev sanatçısının bu dönemde ortaya çıktığını görüyoruz.

 

LEONARDO DA VİNCİ : ( 1452-1519 ) : İnsanlık tarihinin en büyük kişilerinden biri olan Leonardo tüm geçmişi özetlemiş ve geleceğe ışık tutmuştur. Büyük bir sanatçı olduğu kadar, büyük bir bilim adamı, biyolog, mühendis, mimar, heykeltraş, ressam, şair, müzisyen, fizikçi ve doktordur. Çeşitli savaş aletleri, makineler, şehir ve köprü projeleri, fizik vb. gibi konularda sayısız araştırmalar yapmıştır.

            Leonardo Da Vinci’den günümüze kadar çok az resim kalmıştır. Bu durum sanatçının pek çok konu üzerinde çalışmasından ileri gelmektedir.

            İnsan vücudunun anatomik yapısını çok iyi incelemiştir. Resimde merkezi kompozisyon düşüncesini çok iyi uygulamıştır. Sağlam desen ve renk bilgisi vardır. Buna karşın resimlerinde büyük bir sadelik ve kompozisyon bütünlüğü vardır. İdeal güzellik amacında tamamlanan şiirsel bir anlatım vardır. Sanatçı bu amacına ulaşmak için resimlerinde loş buğulu bir atmosfer yaratmıştır. Leonardo ışığın tüm çirkinlikleri ortaya çıkardığını, karanlığın ise her şeyi yok ettiğini söyler. O’na göre buğulu bir atmosfer ideale yaklaşmak için en uygun anlatım yoludur. Leonardo da Vinci’nin yarattığı büyülü ışık düzeni kendisinden sonra da bir çok büyük sanatçı tarafından kendi üsluplarına uydurularak kullanılmıştır.

            Leonardo’nun resimlerine örnek olarak; “ KAYALIKLARDA MERYEM “, “ SON AKŞAM YEMEĞİ “, “ MERYEM-İSA “, ve ANNA, GİACONDA ( Mona Lisa ), “ ANGHİARİ SAVAŞI “ NI verebiliriz.

MONA LİSA ( GİACONDA ) : İtalyan Rönesans’ının en popüler resmidir. Paris Louvre Müzesindedir. Portre, ününü her şeyden önce yüzündeki ifadeye, daha çok dudaklarının kenarında kalan hafif tebessüme borçludur. Yüzeyler buğulu atmosfer içinde sertliklerini yitirmiş ve yumuşamıştır. Mono Lisa’nın dudaklarında eriyip kayboluverecekmiş gibi beliren yakalanması güç bu gülümsemeyi usta ışık-gölge oyunlarıyla yakalamıştır. Sanatçının 4 yılda tamamladığı bu resmi kendisine sipariş veren Mono Lisa’nın Kocasına vermemiş, ömrünün sonuna kadar yanında taşımıştır. Öldüğünde resim odasında bulunmuştur.

 

MİCHELLANGELO BUONARROTİ ( 1475-1564)

            Mimar, heykeltraş ve ressam olan Michellangelo kendisinin de belirttiği gibi herşeyden önce bir heykeltraştır. Bütün eserlerinde insanı işlemiştir. O’nun insanları olağan üstü hareketler yapan, insanüstü yaratıklardır.

HEYKELLERİNE ÖRNEK :

PİETA : Sanatçının en büyük eseridir. Meryem İsa’nın ölüsünü dizleri üzerinde taşıyor, İsa’nın yukarı doğru kalkan omzu ve arkaya doğru sarkan baş kuvvetli bir acı çekme etkisi veriyor. Meryem tam bir sessizlik içinde başını eğmiştir. Doğal büyüklükteki iki mermer vücudu bir grup halinde birleştirmek çok zor bir iş olmasına rağmen dönüş ve kıvrılıştan ibaret şekillerle vücutları zahmetsizce birbirine kaynaştırmıştır.

DAVUT HEYKELİ : 7 m. yüksekliğindedir. Floransa Akedemisindedir.

MUSA HEYKELİ : Roma’da St. Pietro Oincoli kilisesindedir.

İKİ ESİR HEYKELİ : Louvre müzesindedir.

MEDİCİ TÜRBESİ HEYKELLERİ : Floransada’dır

DUVAR RESİMLERİ : SİXTİN ŞAPELİ FRESKOLARI ( ADEM’İN YARATILMASI, MAHŞER GÜNÜ KONULARI RESMEDİLMİŞ. )

      Michellangelo sixtina ( vatikan ) kilisesinin tavanını otuz metre yüksekliğe kurduğu İskeleye sırt üstü yatarak yapmıştır.

      Mihellangelo’nun resimlerinden O’nun için çıplak insan vücudunun bir ideal olduğunu anlıyoruz.

RAFAELLO SANZİO 1483- 1520 ) : Sağlam bir anatomi bilgisi, perspektif bilgisi ve ruhsal anlatım gücü vardır. Amacı tüm Rönesans ustaları gibi ideal güzelliğe ulaşmaktır. Kendi deyimiyle doğada ideal güzellik yoktur, onu sanatçı kendisi arayıp bulacaktır. Eserlerine Örnekler : MERYEM ( FLORANSA ), SİXTİNA MADONNASI ( ALMANYA ), “ DİSPUTA “ ( VATİKAN ROMA ). ATİNA OKULU

ATİNA OKULU : Bu fresko’da Eskiçağ Yunan filozofları ve bilginler toplanmışlardır. Tablonun tam ortasında, kemerin altında Aristo ve Eflatun felsefi görüşlerini tartışıyorlar. İki taraftaki öğrenciler ise onları dinlemektedir. İdealist olan Eflatun gökyüzünü, realist olan Aristo ise yeryüzünü işaret ediyor. Resmin sağ alt tarafında problem çözen bir grup matematikçi görülüyor. Bu grubun içinde Euklides, yerde duran bir levha üzerinde problem çözüyor. Biraz ötede bir grup astronot ellerinde kürelerle resimlendirilmiştir.

BAROK SANAT ( 1600-1750 )

Barok sanatın doğuş yeri Roma olup, buradan diğer Avrupa ülkelerine dağılmıştır. Barok Sanat Türkiye, Çin ve Meksika’ya kadar uzanarak evrensellik kazınmıştır. Portekizce “ Barocco “ ‘dan gelmekte olup, anlamı düzgün olmayan inci demektir. Daha çok mimarlıkla ilgili bir terim olmakla birlikte heykel ve resim sanatı içinde kullanılmaktadır.

            Barok güzel sanatlarda kişileri sarsmak, onları hayran bırakmak, büyülemek ve göz kamaştırmak istiyordu. Bu amacına da hareket etkisiyle, ışık kontrastlarıyla, bir parçalanma etkisi yaratacak ölçüde zorlama ve karşıt biçimlerle, göz yanılmalarına yol açan perspektiflerle ulaşmayı başardı.

             Barokta mimari, heykel ve resim, parıltılı, canlı bir dinamizmin çoşkuyu yansıttığı bir tür görüntü birliği içinde kaynaşma eğitimi taşır.

BAROK MİMARİ

Rönesans döneminde ikinci plana atılan mimari Barok’ta üstünlüğü yeniden ele geçirmiştir. Barok mimarinin öncüsü sayılan eser Mimar VİENOLA’nın Roma’daki İLGESU Kilisesidir. Barok çağdaki önemli diğer mimarlar; Lorenzo Bernini ve Frencesco Borromini’dir.

            Roma kentindeki “ Tritome Çeşmesini “ ve Navona meydanında “ Nehirler Çeşmesini “ yapan Bernini aynı zamanda heykeltraştır.

·         Barok’ta resim-heykel-mimari kaynaşmış durumdadır.

·         Rönesans’ta antiketenin değer kazanmasına karşın Barok tüm olanaklarıyla klâsizme karşıdır. Bu karşılık hem ruh hem de form açısındandır

·         Barok sanat şiddetli etki ifadesine önem verir.

·         Simetrikten çok asimetrik düzenlemelere yer verir.

·         Rönesans’ın kapalı kompozisyonuna karşı açık kompozisyonlara önem verir.

·         Natüralisttir.

·         Hareket çıkış noktasıdır.

·         Huzursuzluk da Barok’un önemli özelliklerindendir.

·         Barok Sanatta Manyerizm Sanatının aksine ( Manyerizmde gerçek dünya ötesi verilmek istenir. ) hem gerçek dünya ötesi hem de bu dünya yer alır. Barok görülen ile duyulanın birleşimidir.

Barok Resminin Temsilcileri : CARAUAGGİO : Anarşist, kavgacı, serseri ruhludur. Huzursuzluğu ile yaratıcılığı birleşmiş yepyeni yapıtlar ortaya çıkarmıştır. Belli, beğenilen şeylerden kaçmış, alelade insanları model olarak kullanmıştır.

Aydınlık ve karanlığı şiddetle çatıştıran bir tekniği vardır. Karanlık içine düşen ışık yüzleri ve elleri aydınlatarak onların buruşukluklarını, şişkin damarlarını belirtir.

MURİLLO : ( İSPANYA ) : Konularının kaynağı din ve halk’tır. Resimlerinde acıma, şefkat, inanç duyguları uyandırmıştır. Sokak çocuklarını konu olarak çok işlemiştir.

RUBENS : ( 17. YY. FLANDRA ) :

o        Dünyanın en büyük sanatçıları arasındadır. Taşgın canlılığı yaşama gücü sevinci ve yaratma gücüyle başlı başına bir varlıktır.

o        Kumaş ve giysilerden, dekor ve manzaraya kadar, resimleri kendine özgü ustaca ve kusursuzdur.

o        Barok ruhunu başarıyla temsil etmiştir.

o        Çizdiği vücutlar insan teninin tüm yumuşaklığını canlandırır.

o        Eserlerinde sağlam bir desen ve kompozisyon görülür.

o        Tabloları aydınlık, ışıklı, renklidir.

o        Mitolojik konular işlemiştir.

o        Resimlerindeki çıplak kadın figürleri o dönemin tombul kadın beğenisini yansıtan figürlerdir.

REMBRANT : ( HOLLANDA ) :

·                     Ressam ve gravürcüdür.

·                     Daha çok Tevrat konuları, portreler yapmıştır.  nşekilde açıklayabiliriz.

·                     rı tsız edilmek istemez.Bunu mezar odasının dışarı çıkışı kolay olmayan bir yere çıkışından anlıyoru



[1] Bir tablonun, bir yapı cephesinin yüksekliğini tabana göre. geometrik olarak bir üçgenler sistemi yardımıyla belirlemeye dayanan düzenleme türü.

[2] Yiv: Bir satıh üzerine açılan düzgün ve ince uzun yol.Oluk.

[3] Eyvan: Cami ve Medreselerde avluya bakan tarafı açık, üç tarafı kapalı, üstü tonozla Örtü yerden yüksekçe zeminli oda.; Tonoz: Bir kemerin derinliğe uzaması ile meydana gelen mekan örtüsü.

 

[4] KüIliye: Cami. Medrese, Türbe, Hamam, imaretten oluşan yapı topluluğu.

[5] Nef: Sahın

 

[6] Bazalika: İçi iki sıra sütunla. ortadaki daha geniş ve yüksek olan üç nefe bölünmüş ilk Hıristiyan

kilisesi.

[7] Hanikâh: Merkezlik niteliğine sahip büyük tekke. Dergah.

 

[8] RöIyef: Kabartma. Düz bir satıh üzerine çıkıntılı olarak işlenmiş figür ve süs.

[9] 'Payanda: Destek


Sosyal Bilgiler Öğretmeni İbrahim Başak (Kervanci63)


www.HalilAlpaslan.COM http://www.ders.org/toplist/



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol